"Her şeyden haberim olacak!"

A -
A +

Kerim Bey, sekreter kızın odasının kapısını hafifçe vurup başını içeri uzatmasıyla toparlandı. Odasında bir şeyler atıştırmıştı öğlen. Daha sonra ayaklarını uzatıp koltuğunda hafifçe kestirmişti. Sekreter kız gülümsedi: - Avukat Turgay Bey geldiler efendim. Yanındaki bayan sizinle görüşecekmiş. Başını salladı asık bir suratla: - Gelsinler... Turgay Bey her zamanki telaşlı haliyle odaya daldı: - Bakıcıyı getirdim beyefendi... İşte... Yanında otuz yaşlarında balık etinde orta boylu bir bayan duruyordu. Yusyuvarlak bir yüzü, gri renkli iri gözleri vardı. Siyah saçlarını geriye doğru taramış, böylece de geniş alnı iyice ortaya çıkmıştı. Turgay Bey devam etti: - Adı Suzan... Elinde güzel referansları var. Sağlık mektebi mezunu. Hasta bakımında profesyonel... Kerim Bey avukatın uzattığı referans kağıtlarına gelişigüzel göz gezdirdikten sonra eliyle koltuğu işaret ederek mırıldanır gibi: - Buyurun oturun hanımefendi... dedi. Sonra avukata döndü: - Sen gidebilirsin Turgay Bey, ben yalnız konuşacağım... Turgay Bey şaşkınlıkla bir ona bir de kadına baktı. Yapılacak bir şey olmadığını bildiği için boyun eğdi: - Baş üstüne efendim, dışarıda bekleyeyim mi? - Gerek yok, bürona dönebilirsin. Ben Suzan Hanımı arabayla gideceği yere gönderirim. Avukat odadan çıktıktan sonra ellerini masanın üzerinde birbirine kenetleyerek kadına baktı: - Turgay Bey yapacağınız işi anlatmıştır size. Kadının mekanik bir ses tonu vardı: - Anlattı efendim. Kerim Bey arkasına yaslandı. Sağ elinin parmakları masanın üzerinde tempo tutuyordu: - Benim istediğim başka bir şey... Derin bir nefes aldı ve devam etti: - Bakıcılığınız sizin işiniz. O konuda ne yapacağınızı ben bilemem. Ben sizden ilk olarak hiçbir şeyi sorgulamamanızı istiyorum. Soru sormak yok. Bu bir. İkincisi görev yapacağınız yere gelen giden her kimse, kapıcı, bakkal, satıcı dahil bilmek istiyorum. Anında benim haberim olacak. Bakacağınız insan size bir şeyler anlatmaya kalkarsa yorum yapmadan dinleyip, anlattığı her şeyi kelimesi kelimesine bana nakledeceksiniz. Bu anlaşmamızdan sizden ve benden başka kimsenin haberi olmayacak. O evde benden habersiz sineğin dahi uçmayacağını bilmenizi istiyorum. Eğer bana iletilemeyen bir tek şey yakalarsam işinize derhal son verilir. Size avukatımın söylediği ücretin daha fazlasını vereceğim. Her türlü ihtiyacınız karşılanacak. Ayrıca eve gelecek yabancı bir insanla bakacağınız kişinin yalnız konuşmasına asla izin vermeyeceksiniz. Sizden habersiz hiçbir kelime edilmeyecek. Siz de bana ileteceksiniz. Anlaştık mı? Suzan şaşırmış ama karşısındaki adamın sert ifadesinden ve belirgin otoritesinden çekinmiş, hatta ürkmüştü: - Peki efendim. Nasıl emrederseniz!.. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.