"Her şeyi anlatmak zorundasın!.."

A -
A +

Odanın içinde büyük bir sessizlik vardı o anda... Tahsin dudaklarını ısırmış, gözleri kısmış, öylece bakıyordu Ahmet Nejat'ın yüzüne. Aysel ise sessiz hıçkırıklarla yutkunuyordu. Nalan ise endişeli gözlerini delikanlının yüzünden ayırmıyordu. Ahmet Nejat'ın dudaklarında acı bir gülümseme belirdi: - Demek şu zengin, büyük iş adamı Faruk Bayraktar ha? Biliyor musunuz, uzun zamandır içimde var olan bu şüphe yüzünden bu beyefendiyle ilgili her şeyi okuyordum. Onunla ilgili bir haber duyduğum zaman nefesimi tutup hiç kaçırmadan takip etmeye çalışıyordum. Annem gelişigüzel bir haberi kesip bunca sene saklamazdı. Bu hikâyeyi hiç bilmiyorum. Annem bir sır olarak mezara götürdü bu meseleyi. Gözlerini Aysel'e çevirdi: - Sizden tek ricam var Aysel Teyze, bana her şeyi en doğru şekliyle anlatın lütfen. Sanıyorum bu konuda her şeyi bilme hakkı benden başka kimsenin değildir. Aysel âdeta inledi: - Canım evladım, bunca sene geçmiş... Sözünü tamamlamasına fırsat vermedi Ahmet Nejat. Elini kaldırdı: - Merak etme Aysel Teyze, kimsenin hayatını karıştıracak değilim. Ama bilmek hakkım. Nalan ilk defa müdahale etti: - Anne, hocam doğru söylüyor. Bu onun en doğal hakkı. Her şeyi anlatmak zorundasın. Aysel yardım istermiş gibi kocasının yüzüne baktı. Tahsin iki elini yanlara açarak boynunu büktü: - Gençler haklı Aysel, olan neyse olmuş bitmiş, anladığım kadarıyla Ahmet Nejat burada suçlu aramıyor, sadece gerçeği bilmek istiyor. Kimseyi yargılamak niyetinde olduğunu da sanmıyorum... Ahmet Nejat atıldı: - Doğru söylüyorsunuz Tahsin Amca, kimseyi yaşadıklarından, yaptıklarından dolayı yargılayacak değilim. Aysel dudaklarını ısırdı: - Biliyor musunuz, geçen gün karşılaştım Faruk Bayraktar'la... Bana Nihal'i sordu... Ondan bir haber alıp alamadığımı öğrenmek istedi. Çocuğunun ne durumda olduğunu merak ediyordu... Ahmet Nejat şaşkınlık ve öfkeyle bağırdı: - Benim varlığımdan haberi var mı yani? Tahsin sonunda dayanamayıp karısına döndü ve sert bir sesle ikaz etmek gereğini duydu: - Uzatma artık Aysel... Ne olup bittiyse anlat bu genç adama!.. Aysel korkuyla gözlerini açtı, çekingen bir şekilde anlatmaya başladı: - Seneler önceydi... *** Yaklaşık bir saat kadar sonra Aysel sözlerini bitirdiği zaman odanın içine sessizlik çökmüştü. Kimse konuşmuyordu. Sonunda bu sessizliği bozan Ahmet Nejat oldu: - Anacığım çok acı çekmiş olmalı... Hep gururluydu o... Burada babamı da suçlamak çok fazla adil olmaz. Kader demek daha doğru... Ne acıdır ki bunun bedelini en çok annem ödedi. Ben de önemli değilim. Ben sadece hayatım boyunca bir yuvanın özlemini yaşadım. Ama annem.... Sözlerine devam etmesine boğazında düğümlenen bir hıçkırık engel olmuştu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.