"Herkes kendi yoluna anne!"

A -
A +

Neriman, duydukları karşısında beyninden vurulmuşa dönmüştü âdeta. İki kızı da karşısında yüzlerinde hiçbir ifade olmadan kendisine bakıyorlar ve kararlı görünüyorlardı. Genç kadın şaşkın bir şekilde kekeledi: - Nasıl yani? Nereye gidiyorsunuz? İpek başını kaldırdı ve gözlerini kısarak cevap verdi: - Babamla gidiyoruz. Bundan sonra onunla kalacağız. Neriman sanki yardım istermiş gibi Gül'e baktı. Onun da tavrı kardeşininkinden farklı değildi: - Evet anne... Biz kararımızı verdik. Her şeyimiz hazır. Babam pasaportlarımızı halletti. Biletlerimiz bile alındı. Artık Almanya'da, babamla yaşayacağız. Genç kadın inleyerek çöktü hemen yanı başındaki sandalyeye: - Ya ben? Ben ne yapacağım? İki kardeş birbirlerine baktılar. İpek omuzlarını kaldırdı: - Herkes kendi yoluna anne. Bizim geleceğimize engel olacak değilsin herhalde. Burada, bu şartlar altında yaşamak istemiyoruz. Yeter artık. Babamla, rahat bir hayat istiyoruz biz. Gül atıldı kardeşinin sözünü keserek: - Bir düşün, ne verebileceksin bize? Verdiğin şeyler kısıtlı, hep sıkıntı çekiyoruz. Oysa babamla daha zengin, daha rahat yaşama imkânımız var. Keşke sen de aklını başına toplasaydın da babamdan ayrılmasaydın. Neriman irkildi. Söyleyecek hiçbir söz bulamıyordu. Bir anlık düşünceden sonra ayağa kalktı. Kızlarına baktı uzun uzun. Sonra acı bir şekilde gülümsedi: - Güle güle kızlar. Allah yolunuzu açık etsin. Umarım benimle bulamadığınız mutluluk her daim yanınızda olur. Kararınızı vermişsiniz. Hakkınızda hayırlısı neyse o olur inşallah. Başka hiçbir şey söylemeden kapıdan dışarıya çıktı. Kendini zor attı apartmanın önüne. Bunca sene yaptığı fedakârlıklar, bunca sene verdiği emek, bunca sene kendini bir kenara atıp sadece onlar için verdiği mücadelenin karşılığının bu olduğunu düşündükçe bir el boğazını sıkıyordu sanki. Hayatını çocuklarına adamıştı. Onlara hiçbir şeyin eksikliğini hissettirmemek, onları sağlam iki insan gibi yetiştirmek için olmadık zorluklara göğüs germişti. Şimdi her şey bir anda avuçlarının arasından kayıp gidiyordu. Sicim gibi yaşlar dökülüyordu yanaklarına. Bu gidişe karar verilirken kendisine hiç itibar edilmemiş, sanki kaçar gibi her şey gizlice halledilmişti. Artık yapayalnız kalacaktı. Hiçbir amacı olmadan, hiçbir beklentisi olmadan bundan sonra sadece nefes alıp veren bir beden yığını olacaktı... Hıçkırıklarını tutamadı. Apartman kapısındaki merdivenlere oturup sarsıla sarsıla ağlamaya başladı. Neden sonra toparlanabildi. Ağlamaktan başına ağrılar girmişti. Sessizce evine döndü. Kapının önüne yığılmış valizleri görünce içinin acıdığını hissetti. Yarım saat sonra Uğur'un Gül'e aldığı cep telefonu çaldı. Heyecanla konuştu genç kız. Kapattıktan sonra kardeşine döndü: - Babam yolda, kapının önüne çıkın dedi. Haydi... Ne olduğunu şaşırmıştı Neriman. Engel olmak istiyor ama beceremiyordu. İki kız annelerine yaklaştılar: - Hoşça kal anne... Sanki sinemaya gidiyorlarmış gibi lakayt bir tavırla öptüler genç kadını. Neriman dudaklarını ısırıyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.