Hiç gülmüyor ve az konuşuyordu!

A -
A +

Avukat Turgay Şenol yazıhanesine girer girmez telefona sarıldı. Kerim Beyin numarasını çevirip beklemeye başladı. Çok geçmeden karşısındaydı Kerim Bey: - Emirlerinizi yerine getirdim beyefendi. Hanımefendiyle de görüştüm. Eskisi gibi. Çok fazla konuşmayı tercih etmiyor. Yalnız kararınız isabetli. Bakıcı kadının dili biraz uzamış. Sanıyorum yenisini bulsak hem bizim için hem de hanımefendi için daha hayırlı olacak. Ben hemen araştırmalara başlayacağım. Tanıdığım birkaç kişi var, hemen haber vereceğim. Birkaç mesele hakkında daha bilgi verdikten sonra telefonu kapattı. Koltuğuna attı kendini. Yanında çalışan sekreter kıza döndü: - Nasıl iştir bu anlayamıyorum doğrusu. Adam kadıncağızın her şeyiyle ilgileniyor, para gönderiyor, baktırıyor ama bir kez bile olsun gidip görmedi. Kimin nesidir, neden bunu yapar bilmiyorum. Sekreter kız da omuzlarını kaldırıp dudak büktü. Turgay Bey devam etti: - Bu adama soru sormayacaksın. Sadece işini yapacaksın o kadar. Ne zaman ne yapacağı belli değil. Arkasına yaslandı. Sekreter kızın getirdiği kahvesinden bir yudum aldı: - Asla ailesiyle ilgili bir tek kelime dahi bilgi verilmesini istemiyor. Kadıncağız zaten hiç konuşmuyor. Felçli. Arada sırada boğuk boğuk bir şeyler mırıldanıyor işte. Sekreter kız merakla sordu: - Hiç bahsetmedi mi kim olduğundan? Turgay Bey alaylı bir şekilde güldü: - Kerim Beyi tanımıyormuş gibi konuşuyorsun. O hiçbir şeyini söylemez. Neyse, ben paramı alırım, işime bakarım. Beni çok da ilgilendirmiyor... Sekreter kız bilmiş bir şekilde atıldı: - Belki akrabasıdır. Dudak büktü avukat: - Tanıdık biri olduğu muhakkak. Kerim Beyin kızını falan tanıyor. Bugün bana "Zeynep nasıl" diye sordu... Sekreter kız heyecanla bağırdı: - İşte, ben demedim mi? Mutlaka bir akrabası... Kim bilir belki bir miras davası falandır. Neler duyuyoruz, filmlerde neler izliyoruz... Turgay Bey düşünceli bir şekilde başını salladı: - Kim bilir, olabilir tabii. Kadının soyadı değişik ama... Çok da acınacak halde zavallı. Düşünsene, hiç güneş görmeyen bir hayat. Bir odanın içinde hapis, tekerlekli sandalyeye mahkum... Konuşan yok, görüşen yok... Korkunç bir hayat.. Allah kimseye vermesin. Ayakları hiç tutmuyor, vücudunun sağ tarafı da hiç çalışmıyor. Bakıma muhtaç... O sırada kapı çalındı. Sekreter kız hemen gidip açtı. Bir müvekkili gelmişti avukatın. Yazıhaneye aldılar. Biraz sonra konuştukları konuyu unutmuştu bile Turgay Bey. Sekreter kız ise hâlâ düşünüyordu. Avukatın yanında çalışmaya başladığından beri tanıyordu Kerim Beyi. Birkaç kere yazıhaneye gelmişti. Ürkütücü bir insandı. Hiç gülmüyor, çok az konuşuyordu. Sekreter kız onun hayatında gizlilikler olduğundan emindi... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.