"Hiçbir şey istemiyorum!"

A -
A +

Datça her zaman olduğu gibi sıcak ve nemli havasıyla otobüsten iner inmez Turgay'ın ceketini çıkartmasına neden oldu. Etrafına bakındı. Küçücük bir sahil kasabasıydı. Yol boyunca uyumamış, etrafı seyretmiş, düşünmüş, zaman zaman da gözleri dolmuştu. Garajda tahta bir sandalyenin üzerine oturmuş yaşlı adama yaklaştı: - Amca hayırlı sabahlar, ben Ovabükü'ne gitmek istiyorum, nasıl gideceğim? Adam yukarıdan aşağıya süzdü genç adamı: - Ne edeceksin orada bu havada? Tatile mi geldin? Turgay gülümsedi: - Yok, arkadaşıma geldim, Hidayet... Hidayet Özel. Yaşlı adam sakin bir şekilde parmağını sağ tarafa doğru uzattı: - Aha, Hidayet orada bak! Turgay şaşkınlıkla adamın işaret ettiği yere döndü. Gerçekten de Hidayet eski bir minibüsten iniyordu. Sevinçle teşekkür ettikten sonra o tarafa hareketlendi: - Hidayet, Hidayet... Hidayet kendisine seslenene doğru dönüp Turgay'ı görünce âdeta bir çığlık attı: - Vay, kardeşim, Turgay! Geldin ha? Birbirlerine sarıldılar. Hidayet her zamanki sevecenliği ve samimiyetiyle bırakmıyordu genç adamı. Özlemişti, Turgay'ı çok benimsemişti: - Düşünüp duruyordum, ne yaptı ne etti diye. Bugün telefon edecektim inan ki. Ben de alışverişe indim buraya. Biraz eksik var. Gel birlikte alalım, sonra döneriz eve. Şerife evde... Turgay gülümsedi: - Evlendin ha? Başını salladı Hidayet: - He ya... Hemen kıydım nikâhı. İyi ki de kıymışım, kayınpeder nikahtan bir hafta sonra sizlere ömür. Dağ gibi adam küt diye gidiverdi. Anası da ben içerideyken rahmetli olmuş. Şerife'm kaldı bir başına. Bir ben varım artık. Aldım geldim... İyiyiz, hoşuz, mutluyuz be kardeş... Sen neler yaptın, ilk mahkemede çıktın değil mi? Sana söylediydik... Turgay gülümsedi. Bu adamın yanında huzur buluyordu. - Çıktım ya, hemen tahliye ettiler. Gittim evi boşalttım, daha doğrusu verdim ev sahibine. Kiraya mahsup et dedim. Hiçbir şey istemiyorum. İşten ayrıldım. Zaten ayırmışlar. Malum içeri girince çalıştırmazlar. Üç beş kuruş verdiler elime. Ben de geldim. Durdu, soluklandı ve derin bir nefes alarak fısıldadı: - O da evlenmiş zaten! Hidayet dudaklarını ısırdı ve omzunu okşadı arkadaşının. Birlikte yürümeye başladılar... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.