Hırsızlığı Halil'in yaptığı kesindi! -39

A -
A +

Safiye, Hülya hanımın elini tutmuştu sıkı sıkı. Korkuyla çevirdi bakışlarını kadına. Ondan başka sığınacak kimsesi yoktu. Yüreği fırlayacakmış gibi atıyordu. Hemen Hülya hanım atıldı: - Korkma Safiye, sadece soru soracaklar kızım. - Abla, ben bir şey bilmiyorum... Vallahi bilmiyorum... Bir polis müdahale etti: - Biz sadece bazı şeyler öğrenmek istiyoruz kızım, korkma. Evin anahtarı var değil mi sende? - Var polis bey, ablam vermişti. Her sabah onunla girerim eve. - Tamam, dün kaçta ayrıldın evden? Nereye gittin? Safiye etrafına bakındı. Sesi titriyordu: - Akşam ezanı okunuyordu çıktığımda. Eve gittim doğruca. - Kocan nerede senin? Genç kadın omuzlarını kaldırdı: - Bilmem ki polis bey, dün akşam gelip yemek yedi, sonra çıktı. Daha da görmedim. Gelmemiş eve. Odanın içindekiler birbirlerine baktılar. Polislerden daha yaşlıca olanı tok bir sesle: - Kocan sende anahtar olduğunu biliyor muydu? - Bilirdi polis bey. Söylemiştim. Yoksa o mu yaptı hırsızlığı? Hülya hanım Safiye'ye eğilip usulca fısıldadı: - Dün buraya gelmiş gece Safiye. Senin çantanı unuttuğunu söyleyip girmiş siteye.Güvenlik görevlisi anlattı. Safiye korkuyla açtı gözlerini: - Tövbe! Haberim yok, ben bir şey unutmadım ki. Ah Halil, bunu da mı yapacaktın? Ekmek yediğimiz yere bunu da mı yapacaktın? Ama anahtar!.. Anahtarı nasıl aldı? Anahtar sabahleyin koyduğum yerdeydi. Polis kaşlarını kaldırdı: - Onu da bulacağız elbet. Kendisinden haberin yok demek ki... Nerelerde dolaşır, nereye gider, işi gücü var mı bu adamın? Bunları teker teker, hiçbir şey atlamadan anlatacaksın bize. Karakola gidelim, orada ver ifadeni, sonra da imzalayacaksın. Sonra ev sahiplerine döndü: - Kimin yaptığı belli. Merak etmeyin en kısa zamanda buluruz kendisini. Zaten parmak izi tespitinden sonra da olay çıkar açığa. Şimdi gidelim karakola. Buyurun siz de gelin, sizin de ifadelerinizi almak zorundayız. Hülya hanım ve Ayhan bey kalktılar. Hülya hanım Safiye ile ilgileniyor onu teselli edip yatıştırmaya çalışıyordu. Genç kadının elini tuttu yeniden: - Senin bir suçun yok Safiye. Korkma sakın. Bu adamdan kurtulman lazım ama. Bu işi bitir artık. Bu bardağın son damlası. Zaten yakalanacak ve hapse girecek. Hayır yok sana bu adamdan. Safiye gözlerinden süzülen yaşları titreyen elleriyle silerek onların peşine takıldı. Boğulacak gibiydi adeta. - Sağol abla. Allah razı olsun sizden, sen olmasan ne yapardım ben... *** O gün akşama kadar karakolda geçti. Parmak izleri sonuçları gelmiş, hırsızlığı Halil'in yaptığı kesin olarak belirlenmişti. Safiye durmadan ağlıyordu. Polisler her tarafta aramaya başlamışlardı Halil'i. Komiser sıkı sıkı tembih etmişti Safiye'yi. Eğer kocası eve gelecek olursa mutlaka kendilerine haber vermesini istemişti. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.