Özlem genç adama döndü: - Teşekkür ederiz, tabii geliriz, soda var mı acaba? Genç adam kibar bir şekilde gülümsedi: - Arzu ettiğiniz her şey var. Buyurun. Masadan kalktılar. Genç adam bir adım önden gidiyor ve yol gösteriyordu: - Tatil köyümüz son derece güzeldir. Hizmetimizde sınır yoktur. Akşam arzu ederseniz sahildeki bar kısmında müzik dinleyebilirsiniz. Ana binanın alt katında disko da var. Bahar başını salladı: - Gürültüsüz, sakin bir yer arıyoruz biz. - O zaman sahile buyurun. Orası denizle iç içe olacağınız huzurlu bir ortamdır. Sahilde şezlonglar var. Orada oturabilirsiniz. Hava da çok güzel zaten! Genç adam sert yüz çizgileri olan keskin hatlı, iri yeşil gözlü koyu kumral saçlı bir delikanlıydı. Üzerinde krem rengi bermuda bir pantolon ve beyaz bir tişört vardı. Özlem samimi bir tavırla sordu genç adama: - Siz buranın sahibi misiniz? Delikanlı gülümsedi: - Hayır, ben kumsaldaki barda çalışıyorum. Burada işçiyim. Özlem dudaklarını ısırdı, yan gözle Bahar'a baktı. "Ne bileyim ben" der gibi omuzlarını kaldırdı. Genç adam Bahar'a döndü: - Benim adım Nejat! Bir arzunuz olursa söylemeniz yeterli. - Çok teşekkür ederiz. Bara gelmişlerdi. Kumsalın ortasında hasırdan yapılmış daire şeklinde bir bardı burası. Envai çeşit içecek dizilmişti raflara. Hafif bir müzik çalıyordu. Pembe yeşil, mavi ışıklarla bezenmişti. Etrafında genç adamın söylediği gibi şezlonglar vardı. Kalabalık değildi. Birkaç orta yaşlı müşteri oturuyordu. Nejat kibar bir şekilde sordu: - Her ikiniz de soda mı arzu edersiniz? Özlem atıldı heyecanla: - Evet, bana soda lütfen, yoksa hazımsızlıktan öleceğim bu genç yaşımda... Bahar utangaç bir tavırla dudaklarını ısırdı: - Ben de soda alayım lütfen. Yan yana iki şezlonga oturdular. Biraz sonra son derece zarif bir servisle sodalarını getirdi Nejat. - Ben bardayım. İyi eğlenceler sizlere. Bahar gülümsedi. Tuhaf bir iç kıpırtısı yaşıyordu o anda. Çok hoşlanmıştı bu delikanlıdan... * DEVAMI YARIN