"İçerideki hastanın kimsesi yok mu?" -79-

A -
A +

Hastahanenin acil kısmındaydılar. Meral'i muayene odasına almışlardı. Yaklaşık yarım saat olmuştu doktorlar yanına gireli. Hayriye hanım ağır vücudunu sallayarak kapıya doğru yürüdü, telefona gitti. Az sonra Erdal bey karşısındaydı. - Beyefendi, hastahanedeyiz. Gelin hanım merdivenlerden düştü. Kendini kaybetti. Pervin'le getirdik üniversite hastahanesine. Doktorlar yanında... Karşı tarafın söylediklerini dinledi sözünü yarım bırakıp. Cevap verirken kaşlarını kaldırdı: - Bilmiyorum pek bir şey ama galiba Tarık beyle tartışmışlar... Sonra ne olmuşsa olmuş, galiba itiş kakış olmuş, ben de tam bilmiyorum... Tekrar durakladı.. Sonra hızlı hızlı cevapladı: - Yok o gitti.. Meral hanım düştükten sonra gitti. Erdal beyin son sözlerini de dinledikten sonra başını salladı: - Peki beyefendi, başındayız biz... Telefonu kapattı. İki tarafına bakındı. Herkes hastasının derdindeydi. Tekrar Pervin'in yanına geldi: - Birazdan fırsat bulursa gelecek Erdal bey. Olmazsa siz çıkartırsınız, bir taksiye atıp getirirsiniz eve dedi. Pervin bilmiş bilmiş mırıldandı; - Hiç birinde şefkat yok bunların, yürek yok yürek! Hayriye hanım kaşlarını çattı: - Sus kız, ekmek yediğin yere... tövbe tövbe... Pervin omuzlarını kaldırdı: - Aman Hayriye abla... Sen de insan değil bunlar diye söyleniyordun ya gelin hanım düştüğünde... Tam bu sırada muayene odasının kapısı açıldı, uzun boylu bir doktor çıktı, Hayriye hanıma doğru ilerledi; - İçerideki bayanın yakını siz misiniz? - Evet doktor bey, ben yanlarında çalışıyorum... - Akrabası, kocası falan yok mu? Nasıl düştü bu kadın merdivenlerden, biri mi itti yoksa? Yüzünde bir darbe izi var... Bütün bunları polise bildirmek zorundayım. O nedenle bu işi kim yaptıysa bulun gelsin... Kadıncağızı ameliyata almak zorundayız. Bebeği kurtarmaya çalışıyoruz. Hayriye hanım ve Pervin'in gözleri korkuyla büyümüştü. İşlerin sandıkları kadar basit olmadığını o anda kavramışlar, tedirginlik ve korku ile oldukları yerde kalakalmışlardı. Hemen haber vermeleri gerekiyordu... *** Esra koltuğunun altına sıkıştırdığı dosyayı düzeltip, beyaz önlüğünü savurarak koridorda koştu. Birkaç adım ötesinde yürüyen yaşlı, kısa boylu, beyaz saçlı adamın yanına ulaştığında nefes nefeseydi. - Hocam... Birkaç dakikanızı alabilir miyim? Adam gözlüklerinin üstünden baktı genç kıza: - Al bakalım Esra... Gülümsedi genç kız... Dersle ilgili birkaç soru sordu adama. Bu arada birlikte yavaş yavaş yürüyorlardı koridor boyunca. Kadın Doğum servisinin içinden geçiyorlardı. Asansörün önüne geldiler. Konuşmalarına devam ediyorlardı asansör beklerken. Tam bu sırada kapı açıldı. Acil hasta getirilmişti servise. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.