Çocukların gelmesinden birkaç dakika önce yemeklerin ve çorbanın altını yakacaktı Necile Hanım. Revaniyi de fırından çıkartmış, servis tabağına almıştı. İçinde garip bir huzursuzluk vardı. Sabahtan beri, daha doğrusu Hakan meseleden bahsettiğinden beri bu sıkıntı yerleşmişti yüreğine. Sebebini bilmiyor, arada bir kendi kendine mırıldanıyordu: - Allah hayırlara çıkartsın, kuruntu ediyorum sebepsiz yere... Kapının açıldığını duyar duymaz yerinden fırladı. Cahit Beydi gelen. Dudaklarında sevgi dolu bir tebessümle baktı karısına: - Mis gibi kokuyor ev Necile... - Temizledim her yeri Cahit Bey. Çok yoruldum ama bitirdim işleri. Sofrayı da kurdum. Hakkımızda hayırlısı artık... Neredeyse gelir çocuklar. - Gelsinler, gelsinler... Ben de bugün bütün gün düşündüm Necile. Eğer bir düğün falan yapmaya kalkarsak altından kalkamayız bunun. Çocuğu da mahcup etmek istemem. Bizim Halil beyle dertleştik biraz. İş bir ciddiyete binsin, oturup bir hesap yaparız, paramızı koyarız ortaya. Makul bir bütçe çıkartır, eksiğimizi bir yolla tamamlarız. Satacak savacak bir şeyimiz de yok ama Allah'a şükür itibarımız var. Bunlar belki bizi biraz sıkıntıya sokacak ama yine de güzel şeyler... Necile Hanım sevgiyle gülümsedi kocasına: - Allah büyüktür Cahit Bey, gel sana bir kahve yapayım, oturup karşılıklı içelim misafirler gelene kadar... Sevinçle bağırdı adam: - İçimden geçeni okuyorsun yani Necile?.. Çok iyi olur... Karı koca oturma odasına geçtiler. Cahit Bey pırıl pırıl hazırlanmış sofrayı görünce bir ıslık çaldı: - Vay vay vaay... Döktürmüşsün yahu Necile'm... Şu sofraya bak... Bakıyorum müstakbel gelinine itibar çok fazla... Necile Hanım başını yana eğerek tebessüm etti. Zaman zaman kocasının bu tür şakalarına alışıktı. Hemen mutfağa gidip cezveyi ocağa koydu. Az sonra bol köpüklü kahvelerle girdi odaya: - Eline sağlık Necile'm... İlaç gibi geldi bu kahve... Bir yudum aldı keyifle. Dudaklarını şaplattı iki kere: - Çok da güzel olmuş... Esra da gelemedi daha... - Trafiğe takılıyor Cahit Bey. Kızın okulu uzak... Tam mesai bitimine denk geliyor çıkışı... Başını salladı yaşlı adam: - Hayırlısıyla bir de onu baş-göz edersek, eh, ikimiz kalan ömrümüzü geçiririz. Yeteriz birbirimize, Allah elden ayaktan düşürmediği sürece... Başını salladı Necile Hanım. Bir anda içindeki huzursuzluk yeniden su yüzüne çıkıvermişti... > DEVAMI YARIN