İçinin titrediğini hissetti Harun!

A -
A +

Soruşturma odasının kapısında iki memur bekliyordu. Hızlı adımlarla gelen Harun'u görünce toparlandılar: - Hoş geldiniz müdürüm. Hakan Bey zanlının yanında, içeride. Başıyla "tamam" işareti yapan Harun kapıyı açtı. Soluğunu tutmuştu. İçeride orta yerde duran demir masanın bir ucunda Hakan duruyordu. Diğer uçta ise sakalları uzamış, gözlerinin altı kararmış bir genç oturuyordu. Harun kendisini toparlayarak ilerledi. Dikkatle Alper'in yüzüne baktı. Artık hiçbir kuşkusu kalmamıştı. Bu yıllar önce kaybettiği kardeşiydi. Tanımıştı onu. Çok fazla değişmemişti Alper. Siması hâlâ çocukluk simasının aynısıydı. Delikanlı başını kaldırıp Harun'un yüzüne baktı. İçinin titrediğini hissetti Harun. Onun karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu. Hakan'a döndü: - Yalnız konuşmak istiyorum Hakan... Genç yardımcı şaşırmıştı ama hiçbir şey söylemeden esas duruşa geçti: - Baş üstüne müdürüm. Hemen arkasını dönüp odadan çıktı. İki kardeş yalnız kalmışlardı sorgu odasında. Harun ellerinin titremesini saklamaya çalışarak dudaklarını ısırdı: - Evet delikanlı... Adın ne bakalım? - Alper... Alper Kaya. - Nerelisin sen? Alper arkasına yaslandı: - İstanbulluyum. Harun gözlerini kısarak baktı onun yüzüne. Masanın üzerinde duran evraklara kaydı gözleri. Kısa bir süre göz gezdirdi evraklara. Sonra yeniden kaldırdı başını: - Kimin kimsen yok mu? Başını iki yana salladı Alper: - Yok. Kimsem yok. İçinin burkulduğunu hissetti Harun. Kendine hakim olmaya çalışarak devam etti: - Anlat bakalım, ne zamandır bu işin içindesin? O gün kamyondaki malı nereye götürüyordunuz? Bu adamları nereden tanıyorsun? Bizi zorlamadan konuş. Bu senin için daha hayırlı olur, alacağın cezada göz önünde bulundurulacaktır itirafların. Alper yutkundu. Sert bir sesle cevap verdi: - Benim ağzımdan bir şey alamazsınız. Hiçbir şey bilmiyorum. Harun arkasına yaslandı. Gözlerini onun gözlerinin içine dikti: - Yanlış yapıyorsun Alper. Yakalandın ve buradan kurtulman artık çok kolay değil. Bize ne kadar yardımcı olursan biz de sana o kadar yardımcı oluruz. Yaptığın iş korkunç bir iş. İnsanları bu uyuşturucu illetiyle ölüme yolluyorsunuz. Bunun cezası çok büyük. Ama munis davranırsan, yardımcı olursan o kadar iyi olur senin için. Seni konuştururuz, bundan hiç şüphen olmasın. Ama ben her şeyi güzellikle halledelim istiyorum. Sen çok gençsin, bazı şeylerin farkına varamayabilirsin... Alper öfke dolu bakışlarla süzdü Harun'u. Geriye doğru yaslandı ve hiç konuşmadan beklemeye başladı... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.