Murat, yaşlı kadına bilgi veriyordu: - Anacığım, şimdi senin tetkiklerin yapılacak. Bak, bu Doktor Muhittin Bey. Bu hastanenin başı. Seninle bizzat o ilgilenecek. Şimdi gel, içeriye gidip senin muayeneni yaptıracağız. Gülbahar gözlerini kısarak Murat'ın arkasındaki kıza boylu tıknaz adama baktı. Bir şey demeden yerinden kalktı ve Murat'a yaslanarak yürümeye başladı. Poliklinikten girer girmez hemen birkaç doktor geldi yanlarına. Muhittin Bey onlara döndü: - İşte hastamız. Özel olarak ilgileneceksiniz. Her şey yapılsın. Murat işaret parmağını kaldırarak doktorlara doğru ilerledi: - Bir dakika! Ahraz Ana hiç konuşmaz. O sorularınızın hiçbirine cevap vermeyecektir. Doktorlar şaşkın bir şekilde birbirlerine baktılar. İçlerinden birisi omuzlarını kaldırdı: - İyi de o zaman nasıl olacak bu iş? Şikâyeti nedir, nasıldır?.. Başhekim Murat'tan önce atıldı: - Bileceksiniz... Şikâyet kuru öksürük. Ona göre değerlendirmenizi yapın. Bir hemşirenin yardımı ile Gülbahar'ı içeri aldılar. Murat minnetle baktı başhekime: - Çok teşekkür ederim. Başhekim ilgilenmişti: - Neden konuşmuyor, bir konuşma problemi mi var ses tellerinde? Murat başını iki yana salladı: - Hayır, bu kendi tercihi. Çok çile çekmiş, bir nevi hayata protesto. Yıllardır bir tek kelime çıkmamış ağzından. Onun için Ahraz Ana diyorlar köylüler kendisine. Yoksa adı.... Elindeki çantanın içinden nüfus kağıdını buldu Ahraz Kadının: - Adı Gülbahar. Gülbahar Şimşek... Hayretle biraz daha inceledi nüfus kağıdını: - İnanılacak gibi değil, daha ellisinde değil, kırk dokuz yaşında... Halbuki altmış, altmış beş yaşında görünüyor. Aman Allah'ım, bu nasıl bir yıpranmışlık böyle? Başhekim de şaşırmıştı: - Demeyin yahu! İşte Anadolu kadını böyle komutan. İnanılmaz bir çileyle yaşıyor, buna katlanıyor, darbelerin altında yıpranıyor, yoğruluyor. Benim diyen dayanamaz onların temposuna. Allah bilir bu kadıncağız da her şeyini kendi yapıyordur. Murat başını salladı: - Yapmaz mı? Hem de her şeyini... Düşünceli bir şekilde elindeki nüfus kâğıdına baktı. Şaşkınlık içinde kalmıştı. Saatine göz attı. Beklemekle geçecek zaman zarfında şehirde dolaşarak vakit öldürebilirdi... DEVAMI YARIN