O gece erken kalktı Akif. Eve gitmeden önce sıkkın olduğu gecelerde yaptığı gibi arabasıyla uzun süre dolaştı. Kafasının içi karmakarışıktı. Bundan sonra hayatının her anında yüzünü bile görmek istemediği bu gençle birlikte olacaktı. Doğasında var olan babalık duygularını göz ardı ediyor, sürekli bilinçaltına itiyordu. Coşkun'a karşı hissetmesi gereken tek duygunun nefret ve öfke olduğunu beynine yerleştirmiş, inanılmaz bir ön yargı ile bu duygularını daha da yoğunlaştırmak için gereken neyse yapıyordu. Delikanlı ile her karşılaştırdığında onda hoşuna gitmeyecek bir şeyleri arar olmuştu. Bir yanlışını bulduğu zaman, ters bir şeyle karşılaştığı zaman âdeta mutlu oluyor ve bunu en acımasızca tavırlarla cezalandırmaktan haz duyuyordu... Eve geldiği zaman gece yarısını çoktan geçmişti zaman... Zerre kadar uykusu yoktu. Salondaki her zamanki koltuğuna oturdu. Arzu sevdiği bir genç kızdı. Mithat Akyayla ve ailesi onun için önemliydi. Korkularının Coşkun'la olan geçmişinin öğrenilmesi olup olmadığını hiç düşünmeden sadece öfke ve içindeki nefret duygusuyla bu genci o aileden uzaklaştırmaya çalışıyordu. "Mithat ve ailesi benim tek dostlarım... Kendi yalnızlığımı onlarla birlikteyken unutuyorum. Kuramadığım ailemi o ailede yaşıyorum. Onları kaybetmeye dayanamam... Bu çocuk yüzünden bütün sevdiklerim elimden kayıp gidiyor. Nefret ediyorum ondan, nefret ediyorum!.." Bunları yüksek sesle söylemişti. İntikam hırsıyla çırpınıyordu âdeta. Tanınmayacak kadar öfkeliydi: "Görürsün sen, seni bezdireceğim, doçent falan olamayacaksın, kendi ayaklarınla tıpış tıpış çekip gideceksin. Benim yanımda sana hayat yok Coşkun Bey!.. Kimsin sen? Neyin nesisin? Karımın katili, dostlarımı elimden alan bir kâbussun benim için..." Akif yaklaşık beş yıldır para göndermeyi kesmişti. Böylece görevinin bittiğini düşünüyor, yapabileceğinin en iyisini yaptığına inanıyordu. "Daha fazla bir şey yapamazdım" diye mırıldandı. Yahya'nın söyledikleri aslında çok dokunmuştu kendisine. Yaşlı adam: "- O paranın kuruşuna dokunmadık, hepsi bankada duruyor geldiği gibi..." Demişti. Sinirlenmişti Akif. Yaptım diye kendini savunabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Eğer düşüncelerini doğru tahlil etme olgunluğunu gösterebilseydi, bütün düşüncelerinin yanlış olduğunu bildiği tavrı karşısında kendisini savunmaya yönelik şeyler olduğunu görecek, belki o zaman daha sağlıklı düşünebilecekti. "- Eğer o adamı hayatından çıkartmazsa Arzu da ölür benim için. Mithat da ölür, Neriman da... Kimseye taviz veremem. İçimdeki nefreti bu kadar kolay söndüremem..." DEVAMI YARIN