"İstifamı vermek istiyorum müdürüm"

A -
A +

Koltuklardan birisine çöktü genç adam. Başını ellerinin arasına alarak hıçkırmaya başladı. Dakikalar süren gözyaşları bittiğinde beyni allak bullaktı. O anda kapı açılıp müdür bey içeri girdi. Şaşırmıştı adam odacısını ağlar vaziyette bulunca. Hemen yanına gelip elini omzuna koydu: - Şeref, neyin var aslanım? Genç adam hemen toparlandı: - İyiyim sayın müdürüm, affedin, biraz canım sıkkın... - Otur bakayım şöyle, senin derdin ne oğlum, anlat bana... Şeref yutkundu, başını yukarı kaldırıp tavana baktı. Dudaklarını ısırıyordu. Fısıldadı: - Bir şey yok müdürüm. Yalnız ben istifamı vermek istiyorum. Ayrılıp başka bir yere taşınmaya karar verdim. Büyük şehirler bana göre değil sayın müdürüm. Müdür alnında biriken terleri mendiliyle silerek dikkatle süzdü odacısını. - Emin misin oğlum, şurada emekliliğine az bir zaman var. On sene dediğin nedir ki... - Eminim müdürüm. Bir dükkan açacağım. Kendi işimi kuracağım. Biraz param var. Onu değerlendireceğim. Buradan gitmek istiyorum.... Müdür omuzlarını kaldırdı çaresizce. Şeref acı bir gülümseme ile usulca çıktı odadan... Şeref o gün her zamankinden geç gitti eve. Bahçe kapısından içeri girdiği zaman saat gecenin on biriydi. Yasemin bahçe kapısındaki iki basamaklı merdivene oturmuş, başını ellerinin arasına almış bekliyordu. Kızını o halde görünce sarıldı Şeref: - Merak ettin değil mi güzel kızım... Biraz işim vardı. Çok da yorgunum. Hemen yatacağım... Yasemin endişe ile baktı babacığına: - Hasta mısın baba? - Değilim kızım ama çok yorgunum. Hemen yatacağım... Kızını öptükten sonra kendini yatağa attı. Birkaç dakika içinde uyumuştu bile. Gönlünün yorgunluğu fiziksel olarak da yorulmasına neden olmuştu. Çektiği acı ve üzüntü hırpalamıştı bedenini genç adamın. Yasemin babasının üzerine bir örtü örtmek için yaklaştı. Ceketiyle yatmıştı Şeref. Zorlanarak babasının ceketini çıkarttı küçük kız. Üzerini örttü usulca. Şeref kütük gibi uyuyordu. Yasemin ceketi kapının arkasında çiviye asmak için o tarafa doğru yöneldi o anda ceketin cebinden kıvrılmış bir gazete düştü. Eğilip aldı küçük kız. Ceketi astıktan sonra masaya geçti, gazeteyi açtı. Uykusu yoktu ve kırk yılda bir eline geçen gazeteyi okumaya başladı. Birden irkildi. Annesinin resmini görmüştü gazetede. Altındaki yazıları okudu. Gözlerine inanamıyordu. Bir kez daha, bir kez daha derken defalarca okudu yazılanları. Resme baktı. Gözlerini kıstı. İçinde dalga dalga yükselen keder gözlerine yansımıştı. Öfkeyle harmanlandı sanki kederi. Fırlatıp attı gazeteyi. Yüzünü buruşturdu. Yavaşça kalktı yerinden. Babasına baktı uzun uzun. Onun nasıl acı çektiğini uyurken bile görebiliyordu yüzünde. İçi parçalandı. Yavaşça büzülerek sokuldu babacığının yanına. Onun son zamanlarda iyice beyazlaşmış saçlarını usul usul okşayarak gözlerini kapattı. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.