Şükrü Bey şoförüne Murat'ın çalıştığı kafeteryanın adresini verip arka koltuğa gömülmüştü. Araba yaylanarak hareket etti ve yolda kayar gibi ilerledi. Kafeterya kalabalıktı. Dışarıya konan masalar dahil olmak üzere her yer doluydu. Şükrü Bey arabadan inip hızlı adımlarla içeriye girdi. Etrafına bakındı. Yanına yaklaşan garson ona boş bir masayı işaret ederek: - Buyurun beyefendi, sizi şöyle alalım dedi... Şükrü Bey yüzünü buruşturdu: - Ben oturmayacağım. Buranın sahibiyle görüşmek istiyorum. Garson meraklı bir tavırla baktı yaşlı adamın yüzüne sonra kasada oturan Hilmi Beyi işaret etti: - Patron orada... Şükrü Bey hiçbir şey söylemeden yürüdü kasaya doğdu. - Beyefendi, buranın sahibi siz misiniz? Hilmi Bey başını kaldırdı ve karşısındaki bu kelli felli adama dikkatle bakarak: - Benim, dedi. Şükrü Bey elini uzattı: - Ben Şükrü Karahan... Sizin burada çalışan bir elemanınızın evlendiği genç kızın babasıyım. Adı Murat. Hilmi Bey heyecanla kalktı yerinden. Adamın uzattığı eli sıkarak dip tarafa buyur etti. Mutfağın yanındaki odaya geçtiler. Burası küçük bir masa iki koltuk, bir de çelik dolaptan ibaret eşyayla döşenmiş küçük bir ofis görünümündeydi. Hilmi Bey gülümsedi: - Sizin için ne yapabilirim beyefendi? Şükrü Bey yüzündeki sert ifadeyle devam etti: - Bu adam nerede şimdi? - Murat'ı soruyorsunuz herhalde, izinli kendisi üç gün. - Bizim isteğimiz dışında kızımla evlendi biliyorsunuz sanırım. Hilmi Bey dudak büktü: - İzin meselesini bilmem ama evlendiğini biliyorum. Yaşlı adam âdeta kükredi: - İznimiz olmadan evlendiler. Kızımı kandırdı nasıl yaptıysa... Bu evliliğe asla müsaade etmeyeceğim ben... Hilmi Bey çekingen bir tavırla sordu: - Ne yapacaksınız? Onlar kanun önünde evliler artık... Şükrü bey sinsi bir gülümseme ile baktı adamın yüzüne: - Siz beni tanımıyorsunuz beyefendi, benim gücümü bilmiyorsunuz... Elimde piyasaya olan borçlarınızın bir listesi var. Verdiğiniz kısa, uzun vadeli tüm senetler bende, verdiğiniz çekler elimde... Şu anda tüm borcunuz bana... Hilmi Bey kıpkırmızı olmuştu. Terlediğini hissetti. Şükrü Bey devam etti: - Bunların hepsini bir kalemde sıfırlamamı istersiniz sanırım. Ama bir şartla... - Nedir o beyefendi? - Bu adamın işine derhal son vereceksiniz. Bunun karşılığında ben de tüm borçlarınızı silip atacağım. Yutkundu Hilmi Bey. Oldukça yüklü bir borç içindeydi ve kendisine inanılmaz bir fırsat veriliyordu!.. > DEVAMI YARIN