Kadriye hayatında ilk defa asansöre binmenin heyecanını yaşıyordu. Korkmuştu ama Yıldız'ın sakinleştirici sözleriyle kendine hakim olmaya çalışıp, avuçlarına geçmiş tırnaklarını sımsıkı sıkarak çıkmıştı beş katı. Asansör durduğu zaman ter içinde kalmıştı. Yıldız gülerek baktı ona: - Ne korktun kız? Alış bunlara. Bak ne kolaylık. Hop diye çıkıveriyorsun katları. Kadriye kendi ürkekliğine güldü: - Ne bileyim abla ben, küçücük, kutu gibi bir oda. Hareket edince ödüm patladı. Yıldız bir kahkaha attı: - Gel, gel, sen daha çok şeylere şaşıracaksın demek ki... Asansörün sağ tarafındaki kapıya yöneldi. Zili çaldı. Biraz sonra ince, uzun boylu, sarı saçlı, gözlüklü bir kadın açtı kapıyı: - Hoş geldin Yıldız, ben de sizi bekliyordum. Telefonunu alınca nasıl sevindim bilemezsin. Öyle sıkışık durumdaydım ki, kimseyi bulamadım. Yan gözle Kadriye'ye baktı: - Hoş geldiniz, gelin içeri... Annesinin eline yapışmış Alper'i görünce heyecanla haykırdı: - Sen de hoş geldin küçük bey! Ne tatlı şeysin sen böyle... Kenara çekilip içeri girmelerine izin verdi. Kadriye çok çekiniyordu ama bu genç hanımın yaydığı pozitif elektrikten hoşlanmıştı. Çok güler yüzlüydü. Yıldız deneyimli hareketlerle mantosunu çıkartıp portmantoya astı. Kadriye'ye de aynı şeyi yapması için işaret ettikten sonra gülümsedi: - Ferda Hanım, size Kadriye'yi getirdim. Benim adamın memleketlisidir. Benim kadar güvenebilirsin. İyi kızdır, çalışkandır, temizdir. Ferda Hanım yeşil gözlüydü. Bakışları ışık saçıyor gibiydi. Alper'i kucağına almıştı. Kadriye'ye döndü: - Hoş geldin Kadriye. Bak kızım, ben de eşim de çalışıyoruz. Evde yokuz. Sana anahtar vereceğim, her gün gelip günlük işleri yapacaksın. Bir iki kap yemek yaparsan sevinirim. Başka bir şey istemiyorum. Yol paranı veririm. Öğlenleri hatta sabah kahvaltılarını da burada yaparsın. Kadriye kekeledi: - İki evladım daha var abla, sabahları onlarla bir yiyorum. Gülümsedi Ferda Hanım: - Nasıl istersen. Kendi evine nasıl bakıyorsan buraya da öyle bak yeter bana. Yıldız atıldı: - Ama bir de bu çocuk var Ferda Hanım. Bunu bırakacak yeri yok Kadriye'nin! Genç kadın başını salladı: - Bu delikanlının bence mahzuru yok. O da gelir annesiyle. Hem yanında olmuş olur. Kadriye sevinç içinde haykırdı: - Allah razı olsun hanım. Ferda sevgiyle gülümsedi. Kucağındaki Alper'in başını okşadı. Alper de başını onun göğsüne yaslamıştı... > DEVAMI YARIN