Kafasının içi karmakarışıktı

A -
A +

Payidar odasına girdiği zaman içi katılıyordu. Yatağının üzerine oturdu. Sedat'ı sevmişti. Ona inanmıştı. Şimdi taşları yerine koyuyor, onun bugüne kadar kendisi hakkında neden hiçbir şey anlatmadığını anlıyordu. Yıkılmıştı. Bütün gece uyuyamadı. Yatağın içinde döndü durdu. Acı çekiyor, aldatıldığını düşünüyordu. Sonunda dayanamadı. Cep telefonunu eline alıp Sedat'ın numarasını tuşladı. Dudakları titriyordu. Telefon uzun müddet çaldıktan sonra meşgule alındı. Açmıyordu Sedat telefonu. Payidar sinirle fırladı. Odası karanlıktı. Dışarıdan sokak lambalarının cılız ışığı doluyordu içeriye. Pencereye gitti. Çöp tenekelerinin etrafında yiyecek arayan sokak kedilerinden başka hiç kimse yoktu dışarıda. Vakit gece yarısını çoktan geçmişti. Birden telefondan gelen mesaj sesiyle irkildi. Âdeta bir panter gibi atıldı telefona. Mesajı çeken Sedat'tı. "Yarın görüşelim, şimdi müsait değilim, saat dokuzda duraktan alacağım. Seni seviyorum" diye yazmıştı. Tekrar fırlatıp attı telefonu. Kafasının içi karmakarışıktı... Erkenden kalktı. Sabaha kadar uykusuz geçen saatler yüzünün rengini bembeyaz yapmıştı. Oturma odasında babası namaz kılıyordu. Kimseyle konuşmak istemediği için mutfağa girdi. Midesi bulanıyordu. Annesinin sesiyle irkildi: - Kızım, neden erken kalktın? - Bilmem anne, bugün dışarı çıkacağım, bir banyo yapmak istedim. Şefika Hanım irkildi: - Bugün dışarı mı çıkacaksın? Kızım bugün pazar, nereye gideceksin? Payidar durakladı. Aklına ilk gelen yalanı söyledi: - Arkadaşıma gideceğim anne, ders çalışacağız. Yaşlı kadın şüpheyle baktı kızına: - Ders mi çalışacaksın? İmtihanlara girmeye mi karar verdin kızım? Ben vazgeçtiğini sanıyordum... - Hayır anne, şansımı tabii ki deneyeceğim. Ama fazla bir beklentim yok. Babama sen söyleyiver anne. Kadıncağızın cevap vermesine fırsat bırakmadan çıktı mutfaktan. Zaman sanki hiç geçmiyor gibi geliyordu. Saat daha yedi olmamıştı. Banyoya girdi. Yarım saat sonra ılık suyun etkisiyle biraz daha rahatlamış bir şekilde odasında yatağına uzanmıştı. Babasının seslendiğini duyana kadar gözleri kapalı yattı. Şevket bey kendisini çağırıyordu: - Payidar! Payidar! Sıkıntıyla buruşturdu yüzünü, istemeye istemeye kalktı. - Efendim baba! - Nereye gideceksin bugün sen? - Arkadaşla ders çalışacağız baba. Bugün için sözleşmiştik... Şevket Bey dikkatle bakıyordu kızına: - Pazar günü nereden çıktı bu? Bugün arkadaşının anası babası yok mu evlerinde? Payidar biraz sesini yükseltmişti: - Baba, ana-baba sırası mı şimdi? İmtihanlara az bir zaman kaldı. Millet gece sabahlara kadar çalışıyor, siz değil misiniz üniversiteye girmemi isteyen, tek başıma içinden çıkamadığım bir sürü konu var. Kursa da gidemiyorum. Arkadaşımla çalışıp eksiklerimi tamamlamaya çalışıyorum... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.