Neden sonra Esra kadının yüzüne baktı. Kendini toparlamıştı biraz: - Ben iş için müracaat etmiştim efendim. - Anlıyorum canım. Hiç çalıştın mı böyle bir yerde? Başını iki yana salladı Esra: - Hiç çalışmadım efendim. Ben.. Ben okuyordum, üniversitede... Bazı nedenlerden dolayı ayrılmak zorunda kaldım. Bir bebeğim var... Ona bakmak zorundayım. Kadın kaşlarını çatmıştı. Meraklandığı belliydi: - Yaaa... Peki siz çalışırken bebeğe kim bakacak? Esra yutkundu. Dudaklarını ısırdı: - Bilmiyorum efendim... Ama bir yerden başlamam lazım. Ayaklarımın üzerinde durmak zorundayım. - Nerede kalıyorsunuz? Esra "işte şimdi her şey bitti" diye düşündü. Kalacak bir yeri bile yoktu. Umutsuzca baktı kadının yüzüne: - Kalacak bir yerim bile yok. Çalışıp bir oda tutmayı düşünmüştüm. Kadın arkasına yaslandı. Hiç konuşmadan inceliyordu genç kadını. Neden sonra öne doğru eğildi: - Bakın burası bir güzellik salonu. Burada saç bakımı, cilt bakımı gibi şeyler yapıyoruz. Şükür iyi bir müşteri potansiyelimiz var. Burada getir götür işlerine bakacak, çay kahve hazırlayacak ve salonun temizliğinden sorumlu olacak birisini arıyoruz. Aynı bir ev gibi düşünün. Biliyorum, sizin gibi üniversite tahsili görmüş bir genç bayan için belki uygun bir iş değil ama... Esra atıldı: - Hiç önemli değil efendim, ben ne iş olsa yaparım. Önüne bakarak mırıldandı ardından: - Çünkü ihtiyacım var! - Anlıyorum. Dedim ya burası bir ev gibi. Başlayın işe burada o zaman. Bebeğinizi de getirin. Geceleri de burada kalırsınız. Üç odamız var. Bir tanesi personel için. Bir kanepe vardır. Orada yatıp kalkarsınız. Hem de bekçilik etmiş olursunuz. Size ilk etapta çok para veremem belki ama kiranız olmaz, bu nedenle yetebilir. Bebeğinizden de ayrılmamış olursunuz. Zaman içinde farklı şartlar oluşabilir. Mutfağımız var, buzdolabımız var, ocağımız var. Sanırım idare edersiniz. Size sigorta da yapacağım tabii ki. Bu da bebeğinizin bakımı açısından önemli. Esra minnetle baktı kadına. Sarılıp ellerini öpmek geliyordu içinden. Kadın onun hissettiklerini anlamış olacak ki gülümsedi: - Haydi, yarın gelip başlayın. Ben akşam sekiz buçuğa kadar buradayım. İsterseniz şimdiden gelin. Kalacak yerinizin olmadığını söylemiştiniz. Bir an önce gelin bence. Esra minnetle atıldı: - Hemen gelirim. Gidip kızımı, eşyalarımı alayım... Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Çok, çok iyisiniz efendim... Genç kadın sevgiyle gülümsedi. Esra ne yapacağını bilemedi. Nasıl sevinildiğini bile unutmuştu artık! > DEVAMI YARIN