Kamil Beyin sesi sertleşmişti

A -
A +

Cüneyt sabah kahvaltısından sonra aile fertlerinden izin isteyip sahile, yürüyüşe çıktı. Babasıyla yalnız konuşmak istiyordu. Uzun süre yürüdü deniz kenarında. Kendi kendine prova yapıyordu. Sonunda bir çay bahçesine oturdu ve bir kahve söyledi. Saatine baktı. Dokuz buçuğa geliyordu. Babası mutlaka şirkete gitmişti bu saatte. Kahvesini içtikten sonra postaneye doğru yürüdü ve görevli memura babasının numarasını verdi. Beklemeye başladı. Çok geçmeden telefon hazırdı. Kulübeye girip kapıyı kapattı ve ahizeyi aldı eline: - Piraye Hanım, günaydın... Babam geldi mi? - Geldi Cüneyt Bey, odasında. - Bağlar mısın lütfen... Beklemeye başladı. Kalbi yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu. Babasının tok sesini duyunca bütün vücudunun titrediğini hissetti: - Alo, Cüneyt? - Baba, günaydın. Nasılsın? - Ben iyiyim, paranı yollattım dün, almadın mı? Cüneyt yutkundu: - Aldım baba, teşekkür ederim. Ben başka bir şey için aradım seni! Kamil Beyin meraklı sesi duyuldu: - Hayırdır? Ne oldu? - Baba, ben... Ben sözlendim burada, evleniyorum. Uzun süren bir sessizlik oldu karşı tarafta. Kamil Beyin nefes alışları duyuluyordu sadece. Neden sonra konuşmaya başladı adam: - Kiminle evleniyorsun? - Burada tanıdığım bir kız, adı Saadet. Görsen çok seveceksin. Burası o kadar güzel ki baba, hayatım hakkında planlar yaptım. Buraya yerleşeceğim evlendikten sonra. Sana haber vermek istedim. Kamil Beyin sesi sertleşmişti: - Sen ne dediğinin farkında mısın?!. İnsan bir hayatı biçimlendirmek için üç günde karar mı verir? Nereden çıktı bu? Olmaz öyle şey, saçmaladığının farkındasın herhalde... Benim senin için düşüncelerim var... Cüneyt'in sesi gayri ihtiyari yükseldi: - Baba! Baba! Dinler misin beni? Ben kendi hayatım için kendi planlarımı kendim yapmak istiyorum. Kararım kesin. Sözlendim ben. En kısa zamanda da evleniyorum. Buna engel olma lütfen. Kamil Beyin cevap vermesine müsaade etmeden hızla devam etti: - Bunu kabul edersen şayet seni de bekliyorum düğünüme, eğer etmezsen sen bilirsin, söyleyecek başka bir şeyim yok. Konuşacaklarım bu kadar. Karşı taraftan cevap gelmedi. Her zaman olduğu gibi Kamil Bey düşünmeden konuşmak istemiyordu. Cüneyt onun en önemli, şoke edici olaylarda bile bu soğukkanlılığını nasıl koruyabildiğine hayret ediyordu. - Güle güle Cüneyt! Sözlerini duyduktan sonra telefonun kapandığını anladı... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.