"Kan tahlilin iyi çıkmadı oğlum" -21-

A -
A +

Serdar sararmış yüzündeki tedirginlikle, hasta, yorgun bakışlarını kardeşi ve babasının üzerinde dolaştırıyordu. Sonunda dayanamadı ve sabırsızlıkla haykırdı; - Biri bana anlatsın lütfen neler olduğunu... Ferit bey elini uzatıp oğlunun kolunu tuttu: - Oğlum, kan tahlilin iyi çıkmadı. Yarın seni hastahaneye yatıracağız. Genç adam şaşkın bir şekilde baktı: - Ne varmış? Basit bir üşütme olduğunu sanıyordum... - Değilmiş evladım, oldukça ciddi bir mesele var. Sesi titremeye başlamıştı yeniden. Yutkundu, son gücünü toplayarak fısıldadı: - Lösemiden şüpheleniliyor Serdar'ım. Tetkik edecekler hastahanede. Genç adam gözlerini kıstı, önce babasına sonra kardeşine çevirdi bakışlarını. Dudakları kurumuştu bir anda. Meral ise gözlerini ondan kaçırmaya çalışıyor, saçma sapan hareketler yapıyordu. Birkaç dakika sessizlik oldu. Sonunda Serdar'ın sesi duyuldu odada: - Tamam, hemen yatarım hastahaneye, üzülmeyin, herkesin başına gelebilir bu. Kaderde ne varsa onu göreceğiz... Ferit bey bu sözler üzerine daha fazla dayanamadı, yatağa kapanarak hıçkırmaya başladı. Meral de ağlıyordu. Serdar babası ve kız kardeşini teselli etmeye başlamıştı: - Durun bakalım, hemen kapıp koyuvermeyin kendinizi. İyice bir tetkik edilsin, nedir ne değildir, ne çeşit bir şeydir öğrenelim. Hemen bu hale gelip ağlamaya, sızlamaya başlarsanız benim moralimi de bozarsınız, toplayın kendinizi... Annem? Annem nerede? Biliyorum o iyice kendini salmıştır şimdi.. Hadi Meral, annemi çağır bana güzelim, sen bari dayanıklı ol be kızım... Meral sanki kurtuluşuymuş gibi koşar adımlarla çıktı odadan. Ama koridorun duvarına dayanıp gözlerini kapattı, bir süre orada kaldı. Kendisini ağabeyinin yerine koyuyor, bunun nasıl bir duygu olduğunu tahlil etmeye çalışıyordu. Bir insanın amansız bir hastalığın pençesinde olduğunu bilmesi, yaşayacağı günlerin çok az olduğunu bilerek nefes alıp vermesinin nasıl bir his oluşturduğunu bulmaya çalışıyor, düşündükçe de işin korkunçluğu gözlerinin önüne daha net bir şekilde seriliyordu. Bir müddet sonra toparladı kendini, yüzünü gözünü sildi elinin tersiyle. Başını dikti, kararlı adımlarla salona yürüdü. Saliha hanım hâlâ annesinin yanıbaşında, onun ellerini avuçlarının içine almış, kendince teselliye çalışıyordu. Kapıdan giren Meral'i görünce hepsi birden irkilerek, tedirgin bir şekilde onun yüzüne baktılar. - Anneciğim, seni görmek istiyor Serdar. Öğrendi hastalığını. Bizi teselli ediyor. Ne olur yanına onun moralini bozacak şekilde gitmeyin, toplayın kendinizi. Sizin harap olmanızdan endişe ediyor anne. Biraz metanetli görünün. Onun iyiliği için bu şart. Nevin hanım çaresizce bakınarak kalktı ayağa. Küçük adımlarla lavaboya gidip yüzünü yıkadı, saçlarını düzeltti. Yüzü gözü şişmişti ağlamaktan. Biraz soğuk su çarptı yüzüne. Daha iyi hissediyordu şimdi. Yine de ürkekti adımları. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.