Şirince, Selçuk'a sekiz kilometre mesafede tarihî yapısını korumuş eski bir Rum köyüydü. Bağcılık ve üzüm üretimi, şaraplarının meşhurluğu herkes tarafından biliniyordu. Köy içinde hâlâ eski iki Rum kilisesi bulunmaktaydı. Turistik açıdan son derece gelişmiş bir köy olan Şirince'nin yaklaşık yedi sekiz yüz kişilik bir nüfusu vardı. Köy halkının tamamı üretkendi neredeyse. Tarihî evler pansiyon olarak veriliyor, köylü kadınların kendi imalatı olan giysiler, sabunlar, çeşitli şifalı otlar birbirinden renkli tezgâhlarda satılıyordu. Her taraf şarap dükkânları ile doluydu. Şirince'de de iki saat kadar kaldılar. Özlem birbirinden şık, her çeşit meyve şeklide yapılmış sabunlardan satın aldı. Bahar hayatından memnun görünüyor, bu sevimli köyün her yerini büyük bir keyifle inceliyordu. İnsanlarının cana yakınlığının yanı sıra sevimlilikleri de cezbetmişti genç kızı... Artık güneş batmaya yüz tutmuştu. Geri dönüş yoluna girdikleri zaman üçü de yorgun ama hayatlarından da bir o kadar memnundular... Kuşadası'na dönüp arabayı teslim ettikten sonra yeniden minibüse binip Gümüldür'e döndüler. Tatil köyünden girdikleri zaman akşam yemeği hazırlıkları başlamıştı. Özlem'in gözleri parladı: - Hemen gidip bir duş alalım, sonra yemek yiyelim. Ben yine acıktım. Onun bu sözleri yine kahkahaların patlamasına sebep olmuştu. Ayrılma vakti geldiği zaman Bahar sevgiyle gülümsedi Nejat'a: - Nejat, harika bir gündü. Çok teşekkür ederiz. Mükemmel bir rehbersin doğrusu. Nejat utangaç bir tavırla başını eğdi: - Eğlenmenize sevindim. Ben teşekkür ederim. Benim için de çok keyifliydi. Eğer isterseniz bir gün de Kuşadası'ndaki yat turlarına katılırız. Bu sahildeki bütün koyları dolaşıyorlar. Öğle yemeği de veriyorlar. Harika koylar var çünkü. Denize girebiliyorsunuz. Bahar heyecanlanmıştı: - Çok iyi olur. Ne zaman gideriz? - Eğer izin alabilirsem yarından sonra falan gidebiliriz. Ama önce müdürle konuşmam gerekli. Bahar kaşlarını kaldırdı: - O kolay. Ben söylerim o zaman izin alırsın. Babamı tanır buranın sahibi. Hemen hallederiz. Özlem'e döndü: - Harika olur değil mi Özlem? Genç kız gözlerini hazırlanan akşam yemeği servisine dikmiş bakıyordu. Bahar bir kahkaha attı ve Nejat'a döndü: - O şimdi hiçbir şey duymaz. Karnında kurt mu var nedir bu kızın! Vedalaştılar... Bu güzel günün ardında kalan başka bir şey de Bahar'ın Nejat'a karşı hissettikleriydi. İlk defa yaşadığı bu duygular onu şaşırttığı kadar hoşuna da gidiyordu... DEVAMI YARIN