Perihan Hanım öfkesini yemek boyunca yüzündeki sert ifade ile gösterdi Şevval'e. Genç kadın suçlu bir çocuk gibi başını hiç kaldırmadan yedi yemeğini. Ona kalsa sofraya bile oturmayacaktı ama Haydar Beyin ısrarları karşısında yapacak bir şeyi kalmamıştı. Lokmaların boğazına dizildiğini hissediyordu. Bir an önce yemekten çok bir işkenceye benzeyen bu dakikaların bitmesi için dua ediyordu. Neden sonra Haydar Bey, gür sesiyle; - Haydi bakalım, Şevval yemeğin bittiyse gidelim kızım! deyince rahatladı. Hemen peçetesini bıraktı masaya ve ortaya fısıldadı: - Afiyet olsun! Kayınpederiyle birlikte çıktılar. Haydar Beyin lüks arabasına bindiği zaman hayretler içince baktı etrafına. Burası bir arabadan çok sanki bir ev gibiydi. Adam gülümsedi: - Beğendin mi Şevval? - Çok güzel efen... baba! Bu seslenişten çok memnun olmuşa benzeyen Haydar Bey şoförüne döndü: - Bizi (H.....) Kitabevine götür oğlum. Yol boyunca beğeniyle etrafını izledi Şevval. İstanbul gerçekten çok güzel ve büyük bir şehirdi. Hayatında hiç bu kadar çok insanı ve arabayı bir arada görmemişti genç kadın. Hem hayranlık duyuyor hem de korkuyordu. Haydar Bey yavaşça sordu: - Ortaokula kadar gittim demiştin değil mi Şevval? - Evet, liseye gitmeyi de çok istemiştim ama amcam göndermedi. Hatta öğretmenimiz eve kadar gelip rica etti, yalvardı âdeta ama amcam izin vermedi. O zaman da yapacak bir şeyiniz olmuyor işte. Okuyamadım... Haydar Bey başını salladı: - Ama istersen şimdi okuyabilirsin... Dışarıdan bitirirsin liseyi. Evde odada oturup duracağına ders çalışırsın. Ben senin kaydını yaptırırım. Girersin imtihanlara. İster misin? Şevval heyecanlanmıştı: - Çok isterim, inanın çok isterim. Ben çalışırım bütün gücümle... - Tamam o zaman, gereken bütün kitapları alırız şimdi. Şevval sevinçten uçuyordu. Öyle ya, akşama kadar odanın içinde oturuyordu. Yayılırdı güzelce ve ders çalışırdı. Oldum olası severdi ders çalışmayı. Şoför arabayı çok büyük bir kitabevinin önünde durdurup hemen indi ve kapıları açtı. Haydar Bey: - Sen münasip bir yere park et arabayı, işimiz uzun sürebilir... Birlikte kitabevinden içeri girdiler. Şevval şaşkınlık içindeydi. Hayatında bu kadar çok kitabı da bir arada görmemişti. Mis gibi bir kağıt kokusu kaplamıştı her yeri... > DEVAMI YARIN