Otobüs motorunu çalıştırır çalıştırmaz Bahar gözyaşlarına boğuldu. Nejat sımsıkı sarıldı karısına, sevgiyle kokladı onun saçlarını: - Ağlama hayatım, bak ben vatan görevi yapmaya gidiyorum. Gurur duyman lazım. Haydi sil göz yaşlarını. Seni hep gülerken görmek istiyorum. Sonra yanı başında duran Özlem'e döndü: - Birbirinize iyi bakın. Ona yardımcı ol kardeşim. Acemilik dönemi birkaç ay. Sonra asıl yerime gideceğim. Gitmeden önce de gelirim mutlaka. Eğer fırsat bulursanız siz de gelin. Isparta çok uzak ama belki gelebilirsiniz. O sırada otobüsün muavininin sesi duyuldu: - Isparta yolcuları, araba hareket edecek... Tekrar sarıldılar birbirlerine. Bahar hızlı hızlı konuşmaya başladı: - Dikkat et üşütme, kendine iyi bak, bir sıkıntın olursa haber ver. Benim de param var, sakın para sıkıntısı çekme. Beni oraya gidince mutlaka ara. Evde, telefonun başında olacağım. Beni hiç düşünme. Ben gayet iyiyim. Nejat sevgiyle baktı ona: - Biliyorum canım. Seni çok seviyorum. Görüşmek üzere... Sonra Özlem'i öptü iki yanağından ve otobüse bindi. Araba gözden kaybolana kadar el salladılar. Sonra iki arkadaş birbirlerine baktılar: - Gitti işte... diye mırıldandı Bahar. Özlem kaşlarını çattı: - Aaa, bırak somurtmayı ama, gittiyse gelecek. Asıl bundan sonrasını düşünün siz. Askerlik de bitince bir daha hiç ayrılmayacaksınız. Haydi yürü bize gidelim. Şimdi eve gidince senin asabın bozulur. Telefon ederiz Cevdet Amcalara, bu gece bizde kalırsın. Bahar başını iki yana salladı: - Eve gideyim Özlem. Nejat gidince telefon edecek. - Ayol daha on bir on iki saat var. - Olsun, bakarsın mola yerlerinden de arar. Gidip bir banyo yapayım ve sonra uzanayım. Kendimi yorgun hissediyorum. Omuzlarını silkti genç kız: - İyi ya sen bilirsin, o zaman ararım seni sonra. Bahar eve geldiği zaman anne ve babası salonda yemek sofrasındaydılar. Cevdet Bey yan gözle kızına baktı. Hiçbir şey söylemedi. Kamuran Hanımın ise kaşları çatıktı. Fazla konuşmadı Bahar. Hele Nejat'ın bahsi hiç geçmedi. Bir iki lokma bir şey yedikten sonra izin isteyip odasına çıktı. Hasret günleri başlamıştı. Zamanın su gibi akıp gitmesini dilemekten başka yapacak bir şeyi yoktu. Yatağına uzandı ve gözlerini kapattı. Uzun bekleyiş başlamıştı. DEVAMI YARIN