Kendini suçlu hissediyordu

A -
A +

Selim Türkmen pencerenin kenarındaki koltukta oturmuş, İstanbul Boğazının nefis manzarasını seyrediyordu. Bütün gece toplam iki saat uyku uyumuştu. Ağabeyi ve ablasıyla yaptığı görüşmeden sonra doğruca oteline gelmiş ve odasına kapanmıştı. Bundan sonra kızıyla diyalog kurmak için neler yapabileceğini düşünüyordu. Zeynep'le konuşmaya kararlıydı. Kerim Türkmen'i ziyaret ettiği zaman kızını görememişti. O sırada da bunu gerçekleştirmek için ısrar etmenin doğru olmayacağını düşünerek hiç girişimde bulunmamıştı. Zeynep'le yalnız konuşmak istiyordu. Ama ona nasıl yaklaşacağını, tepkisinin ne olacağını bilmiyordu. Derin bir nefes aldı. Kızıyla ilgili hiçbir bilgisi yoktu. Hangi okulda okuduğundan bile habersizdi. Bu konuda kendisine yardımcı olabilecek tek kişi ablası Asuman Hanımdı. Onunla bir şekilde irtibat kurmak zorunda olduğunu düşündü. Ayrıca yapması gereken bir işi daha olduğunu düşünüyordu. Cemile Hanımı bulup görebilmek! Yıllardır bu sevgiyi içinde yaşatmış, bir sır, bir hüzün olarak taşımıştı bugüne kadar. "Ne kadar toy ve korkakmışım o zaman..." diye düşündü. Kerim Beye karşı koyamamıştı. Yine de onun ne acımasızca davranacağını tahmin edebildiği için çekinmişti bazı şeyler için ısrar etmeye. Zaman zaman kendini suçlu hissediyordu. Olayların böylesine bir mecraya sürüklenmesinde Selim'in de suçu vardı. Sahip çıkamamıştı sevdiği kadına ve evladına. Korkmuştu, çekinmişti. Ama şimdi öyle düşünmüyordu. "Umarım çok geç olmamıştır..." diye geçirdi içinden. Her sabah Kerim Beyin fabrikaya gittiğini biliyordu. Bu nedenle ablasının evde yalnız olabileceği saatleri hesaplayarak, onu aramaya karar vermişti. Giyindi, lobiye inerek kahvaltısını yaptı. Saat dokuz buçuğa geliyordu. Asuman Hanımı aramanın zamanı gelmişti. Odasına çıkıp telefonu kaldırdı. Otelin santraline numarayı verdi, beklemeye başladı. Bir müddet sonra karşı tarafın zili çalmaya başlamıştı. Heyecanlıydı Selim. Telefonu hizmetkar kadın açtı. - Buyurun Kerim Türkmen'in evi... - Asuman Hanımla görüşmek istiyorum. - Kim arıyor efendim? Durakladı Selim. Birkaç saniyelik sessizlikten sonra cevap verdi: - Bir yakınıyım. Biraz sonra Asuman Hanımın sesi duyuldu: - Buyurun ben Asuman Türkmen? Selim nefesini tuttu: - Abla, ben Selim... - Selim! Ah canım benim, ne kadar üzüldüm dün akşam bilemezsin... Neden böyle oluyor, şu dünyada birbirimizden başka kimimiz var ki... Selim yutkundu: - Ben de istemezdim abla böyle olmasını... Ama beni en iyi anlayacak insan sensin. Yardım et bana ne olur.. Seni görmek istiyorum. Konuşmam lazım. Otele gelebilir misin? Asuman Hanım ağlamaklı bir şekilde hangi otel olduğunu sordu. Bir saat sonra hazırlanmış evden çıkmıştı... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.