"Keşke buralardan gitme imkânımız olsa"

A -
A +

Sabah daha gün ağarmadan uyandı Şefika Hanım. Şevket Beyin hâlâ yatağın üzerinde oturduğunu görünce dehşetle açtı gözlerini: - Sen yatmadın mı Şevket Bey? Yaşlı adam içini çekti: - Uyuyamadım Şefika, uykum gelmedi, kafamın içi dopdolu... Kadıncağız usulca kalktı yataktan. Acıyarak ve sevgiyle baktı kocasına: - Ah Şevket Bey ah! Yaşlı adam ayağa kalktı: - Neyse, gidip bir şeyler yiyelim, ondan sonra da ne yapacağımızı düşünelim... Karı koca toparlandılar. Birbirlerine tutunarak indiler merdivenlerden. Resepsiyondaki genç de yeni kalkmıştı. Uykulu gözleri şişti. - Teşekkür ederiz oğlum, buyurun odanın anahtarı... Dışarı çıktıkları zaman sokakta kimseler yoktu. Yavaş yavaş yürüdüler. Bir kahvenin önündeki simitçiden iki simit aldı Şevket Bey. Ardından da kahveye girdiler. Kahveci çay ocağını daha yeni yakıyordu. İki çay istedi Şevket Bey. Camın kenarındaki masalardan birine oturdular. Şefika Hanım dikkatle baktı kocasına: - Ne yapacağız bey, ne düşünüyorsun? Yaşlı adam içini çekti: - Cebimizdeki paramız çok değil Şefika. Neye yeter bilmiyorum. Keşke buralardan gitme imkânımız olsa... Çocuklarımız sanki bizim çocuklarımız değil. Acı gerçeğin ikimiz de farkındayız... Başımızın çaresine bakmak zorundayız. Bir ara arkadaşlarla konuşurken emeklileri misafir eden bir yaşlılar evi olduğunu duymuştum. Gidip bir bakalım derim. Hiç olmazsa yatacak bir yerimiz, karnımıza girecek iki lokma aşımız olur. Devlete bunca yıl hizmet ettim, elbet bizi sokakta bırakacak değil... Şefika Hanım dudaklarını ısırdı: - Ya çocuklar, onlar ne der? Şevket Bey kaşlarını çattı ve dik dik baktı karısına. Sesi setleşmişti: - Artık benim vereceğim kararlara kimsenin müdahale etmeye hakkı yok Şefika! Bizim ikimizden başka kimsemiz olmadığını sen de gördün. Kim ne diyebilir ki!.. Yaşlı anasını, babasını bir yere sığdıramayan çocuk, çocuk değildir... Onlar bize yabancı artık. Yerlerinde sağ olsunlar, mutlu olsunlar... Şefika Hanımın beyaz pembe yanaklarına inci tanesi gibi bir damla yaş süzüldü üzgün gözlerinden. Şevket Bey uzanıp karısının elini tuttu: - Ağlama Şefika, ağlama karıcığım. Allah sağlık versin, biz birbirimize yeteriz... Yaşlı kadın mırıldandı: - Ya Payidar? O ne olacak Şevket Bey? Derin bir nefes aldı Şevket Bey: - Dün gece çok düşündüm Şefika, yapacak bir şeyimiz yok bizim artık. O kararını vermiş, keşke değiştirebilme gücüm olsaydı... Benim artık kuvvetim, gücüm kalmadı. Ben seni ve beni ayakta tutmak için çabalamaktayım... Dermanım kalmadı Şefika, kalmadı... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.