Bahar, Cevdet Beyin göz bebeğiydi. Kızının üzerine titrerdi. Annesi Kamuran Hanım da kızının dört dörtlük yetişmesi için her türlü fedakârlığı göstermişti. Tahsil hayatı boyunca hiçbir problem yaşamamışlardı. Başarıyla sınıflarını geçmiş, hiç sene kaybetmemişti genç kız. Cevdet Bey oldukça önemli bir servetin sahibiydi. Bu servetin tek vârisiydi Bahar. Ama bunca zenginliğe rağmen hep mütevazı bir yapıya sahip olmuştu. İlkokuldan beri arkadaşı olan Özlem'le aynı fakülteden de mezun olmak gibi bir hoş rastlantıyı da yaşamışlardı. Hiç ayrılmamışlardı uzun yıllar boyunca... Komi iki genç kızın valizlerini alıp koridor boyunca yürüdü. Büyük bir kapıdan bahçeye çıktılar. Önlerine çıkan manzara muhteşemdi. Her yer palmiye ağaçları ile kaplıydı. Son derece bakımlı bir yeşil alandan geçtiler. Bahçe duvarlarını mor, beyaz, pembe begonviller sarmıştı. On metre kadar ileride tek katlı tahtadan yapılmış küçük evler vardı. Önlerinde küçük bir veranda mevcuttu. Birkaç basamakla verandaya çıkılıyordu. Komi elindeki anahtarla kapıyı açtı ve valizleri içeriye götürüp orta yere bıraktı. İçerisi son derece sevimliydi. İki tane yatak ve başuçlarında birer komodin, tam yan tarafında büyük bir gardırop, sağ tarafta iki koltuk ve ortada bir sehpa, bir makyaj ünitesi ve girişin yan tarafında küçük bir mutfak, odanın en sonunda da bir banyo bulunuyordu. Verandada bir masa ve iki şezlong vardı. Camdan dışarı bakılınca sanki bir ormanın içinde hissediyordu insan kendisini. Bahar hemen komiye bir miktar bahşiş vererek onu gönderdi ve kapıyı kapattı. Özlem hayranlıkla etrafına bakınıyordu: - Kızım, burası cennetten bir köşe mi yoksa? Şu sevimliliğe bak. Bence bir ömür kalalım burada. Bahar da beğenmişti: - Çok güzel değil mi? İnsan huzur bulur burada... Hemen komodinin üzerinde bulunan telefona gitti ve ahizeyi kaldırdı. Karşısına çıkan santrale evinin numarasını verip beklemeye başladı. Çok geçmeden babası karşısındaydı: - Babacığım, biz geldik ve yerleştik. Burası şahane bir yer... İnanamazsın, o kadar güzel ki... Özlem de hayatından çok memnun... Seni de annemi de öpüyorum. Oda numaramız 276. Şimdi yerleşelim, yemeğe gideceğiz. Telefonu kapattıktan sonra kendisini yatağın üzerine attı: - Ne iyi yaptık da geldik Özlem. Kafamızı dinleyelim, kitap okuyalım, keyfimize bakalım. İki genç kız hemen valizlerini boşalttılar, elbiselerini dolaba yerleştirdiler. Sonra da akşam yemeği için hazırlanmaya başladılar. Keyifli bir tatile başlamanın sevinci içindeydi ikisi de... > DEVAMI YARIN