"Kim ne ister bu çocuktan?"

A -
A +

Nejat başarılı bir ameliyat sonrasında odasına alınmıştı. Kendine gelmişti genç adam. Hastaneye koşan İrfan Bey ve karısının yanı sıra, holdingin diğer yöneticileri, Nejat'ın sekreteri ve Özlem ile kocası vardı hastane içinde. Her kafadan bir ses çıkıyor, herkes olay hakkında kendince yorumlar yapıyordu. Bir kısım holding çalışanı da emniyetteki sorgulamayı takip etmek üzere Emniyet Müdürlüğüne gitmişti. Aralarında sürekli bir telefon irtibatı vardı. İrfan Bey hastaneye gelir gelmez hemen başhekime çıkmış: - Gereken ne ise hemen yapılsın, gerekirse başka yerlere de nakledelim, yeter ki çocuğu ayağa kaldırın... diye isteğini belirtmişti. Başhekim, yaşlı adama heyecanlanmamasını, iyi olacağını, biraz zaman gerekeceğini söyleyerek sakinleştirmişti. Hastane bahçesinde gazeteciler ve televizyoncular vardı. Nejat'ın yanına kimseyi almıyorlardı henüz. Bu arada polisler de Nejat'ın odasının önünde bekliyorlardı. Doktorların izin vermesi durumunda hemen ifadesini alacaklardı Nejat'ın. Özlem, İrfan Beyin yanına yaklaştı: - Geçmiş olsun beyefendi, Nejat benim çok eski arkadaşımdır. Çok üzüldük bu duruma. İrfan Bey başını salladı: - Kim ne ister bu çocuktan anlamadım ki... Öyle efendi, öyle kendi halinde bir çocuktur ki, böyle silahla falan işi olmaz onun. Bu denli intikam besleyen bir hasmı olduğunu da sanmıyorum. Bu iş aydınlansın çok rahatlayacağım. Özlem başını salladı adama hak verdiğini belli etmek için. İşte tam o sırada gördü hastane kapısından yıldırım gibi giren Bahar'ı. Şaşkınlıkla baktı genç kadına. Perişan görünüyordu. Koşarak Özlem'in yanına geldi: - Nasıl? Nerede? Öldü mü yoksa? - Sakin ol Bahar, gayet iyi, ameliyattan çıktı. Bacağından yara almış sadece. Öldürmek amacıyla ateş edilmemiş. Polise göre gözdağı verilmek istenmiş. Ne olup bittiği yaralayan adamın sorgusundan sonra çıkacak meydana. - O nerede şimdi? Özlem arkadaşının kolundan tuttu: - Odasında, kimseyle görüştürmüyorlar. Sanıyorum birazdan polisler içeri girip ifadesini alacaklar. Endişe edecek bir şey yok. Bu sırada İrfan Bey yaklaştı yanlarına. Arkasında karısı Selma Hanım vardı. Bahar'a bakarak: - Ben İrfan Çelik. Siz tahmin ettiğim kişi misiniz yoksa? Bahar yutkundu: - Ben Bahar... Bahar Boran... Nejat'ın ayrıldığı eşiyim. İrfan Bey gülümsedi, dönüp karısına baktı. Genç kadının orada olmasından memnun olmuştu. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.