Dürüye koridorun duvarına yaslanmış ağlarken buldu Şevval'i. Hemen yanına geldi ve omzunu okşadı: - Ağlama kızım, gel benimle... - Beni istemiyor Dürüye Abla. Odasında istemiyor beni... Gülümsedi yaşlı emektar: - İstemesin, ben de sana diğer odayı hazırlarım. Daha iyi hem, kendine ait bir odan olur. Rahat edersin. Bu çocuk böyledir işte, geçer gönüllüdür, bencildir. Benim elimde büyüdü ama annesine benzemiş huyları... - Benden nefret ediyor... Omuzlarını kaldırdı Dürüye: - Etsin, onun seni fark etmesini sağlamak senin elinde yavrum... Bak, Haydar Bey Allah başımızdan eksik etmesin çok iyi adamdır. O senin arkanda. Kimse sana dokunamaz böyle olunca, söylenir dururlar. Kitaplar almışsınız bir sürü. Okuyan adamı çok sever Haydar Bey... Şevval gözlerini sildi: - Dışarıdan liseyi bitirmemi istiyor... - İyi ya, sen de bitir. Ne güzel işte. Bir işe girersin. Neticede kendi ayaklarının üzerinde durursun. Kendine güveni olan insandan çekinir insanlar. Saygı duyarlar. Neden sen de öyle olmayasın? Akıllı bir kızsın sen. Bir aptallık yaptın diye bu akılsız olduğun anlamına gelmez değil mi? Bu son sözleri gülerek söylemişti. Şevval tebessüm etti emektar hizmetçiye. Dürüye: - Haydi gel bana yardım et, odanı hazırlayalım. Ben Haydar Beyle konuşurum, bundan sonra bu odada kalırsın. Hem daha rahat ders çalışırsın. Haydi güzel kızım... Şevval bir çocuk gibi saf bir şekilde takıldı kadının peşine. Birlikte yatağını hazırladılar, Dürüye ona yeni havlular çıkarttı. Odayı toparlarlarken Haydar Bey göründü kapıda: - Bu odada mı kalacaksın Şevval kızım? Genç kadın dudaklarını ısırdı: - Şey... Dürüye atıldı: - Burası daha uygun olacak Beyim. Ders çalışırken rahatsız olmaz hem... Sonra yaşlı adama yaklaştı: - Tamer Bey kovalamış odasından. İstemiyorum seni demiş. Ben de burayı hazırladım, diye fısıldadı. Haydar'ın kaşları çatılmıştı: - İyi etmişsin Dürüye. Ben yokken bu kız sana emanet. Yoksa paralarlar bunlar yavrucağı... Biraz sonra Şevval yeni odasında tek başına kitaplarını yerleştiriyordu. DEVAMI YARIN