"Kızım benim için çok önemli"

A -
A +

Haldun Bey kahvaltı sofrasından kalktıktan sonra piposunu yakarak salonda dolaşmaya başlamıştı. Sabiha Hanım ise keyif çayını yudumlayarak koltuklardan birine geçmiş, ayak ayaküstüne atarak kızının arkadaşı olan delikanlıyı göz ucuyla incelemeye başlamıştı. Zühal ve Selim kendi aralarında konuşup gülüyorlardı. Sonunda Haldun Bey hafifçe öksürdü: - Gel bakalım delikanlı, seninle çalışma ofisime geçelim, orada biraz sohbet edelim erkek erkeğe. Şimdi Sabiha Hanım bu tanımlamaya kızacak ama... Hah, hah, hah! Sabiha Hanım gözlerini devirerek baktı kocasına: - Tabii kızarım, ne demek erkek erkeğe... Siz de insansınız, biz de insanız. Haldun Bey kahkahasına devam ediyordu: - Böyle feminist hanımlarla yaşamak zordur delikanlı. Ağzından çıkana dikkat edeceksin. Selim dudaklarını ısırdı. Ne yapması gerektiği konusunda karar verememişti. Gülüp Haldun Beye katılsa Sabiha Hanımı kızdıracaktı. İtiraz etse bu sefer Haldun Beyin ne tepki vereceğini bilmiyordu. Yavaşça masadan kalkıp yaşlı adamın ardından yürüdü. Yüksek tavanlı bir çalışma odasına girdiler. Dört duvar kütüphaneydi. Odanın tam ortasında duran el yapımı ceviz ağacından yapılmış çalışma masası antikaydı. Hafif loştu odanın içi. Neredeyse tavana kadar uzanan pencereler bordo renkli kadife perdelerle kaplıydı. Yerdeki halı ipekti. Odada kitap kokusu vardı. Eliyle masanın önünde duran koltuklardan birini işaret etti Haldun Bey. Kendisi de masanın diğer tarafına geçti: - Otur bakalım delikanlı... Ellerini birbirine kenetleyerek masanın üzerine koydu ve hafifçe öne doğru eğildi: - Biliyor musun? Sen benim kızımın bu eve getirdiği ilk delikanlısın. Bu benim için önemli. Çünkü kızım sana değer veriyor demektir. Onda farklı bir konuma sahipsin demektir. Selim yutkundu: - Teşekkür ederim efendim. Benim için de... Elini kaldırdı Haldun Bey. Delikanlının konuşmasını devam ettirmesine izin vermedi: - Bekle! Sözümü bitirmedim daha. Kızım benim için çok önemli. Onun mutluluğu çok önemli. Onu üzecek en ufak bir şey veya kişi karşısında beni bulur. Şimdi bana niyetini söyle, kızımla arkadaşlığın nereye kadar? Selim yutkundu. Gördüğü şatafat ve zenginlik gözlerini kamaştırmıştı. Bir tek cümlesiyle bütün bunlara sahip olacağını biliyordu. Hiç zorlanmadı: - Sonsuza kadar. Kızınızla bir ömür birlikte olmak istiyorum ben... Haldun Bey gülümseyerek kalktı ayağa: - Bunu senin açından verilmiş bir söz sayıyorum. Senin açından dedim, çünkü seni tanımıyorum, ama en kısa zamanda tanıyacağımdan emin olabilirsin. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.