Turgay yavaşça çevirdi başını. Odaya giren Pelin'i arkasından da Serdar'ı görünce kımıldamaya çalıştı ama başaramadı. Bütün yüzü şişti. Başı sarılıydı. Sık nefesler alıyordu. Başında iki hemşire vardı. Her tarafı aletlere bağlanmıştı. Pelin koştu yatağa: - Babacığım... İyi olacaksın... Serdar genç kızın iki adım ötesinde yatakta yatan bu hiç tanımadığı adama, öz babasına bakıyordu garip duygular içinde. Hiçbir şey hissetmediğini dehşetle fark etti. Yutkundu. Bir anda göz göze geldi Turgay'la. Adamın dudakları kıpırdadı. Pelin atıldı: - Bir şey söylemek istiyor. Sana bakıyor Serdar. Serdar bir iki adım attı yatağa doğru. Turgay ter içindeydi. Gözlerini genç doktora dikmişti. Hırıltıyla karışık çıktı sesi: - Kızım sana emanet... O bana emanetti, benden buraya kadar... Şimdi sana emanet. Serdar yutkundu: - Merak etmeyin efendim. Bir gayretle konuşmaya devam etti Turgay: - Kimse bir şey bilmesin... Başı hafifçe kalktı havaya. Bir hırıltı döküldü boğazından. Gözleri açıktı başı yana düştüğünde. Hemşireler hemen hareketlendiler. Serdar iki adım geri çekilip şaşkın bir halde ne olduğunu anlamaya çalışan Pelin'i tuttu omuzlarından: - Çıkalım canım, bitti. Genç kız hafif bir çığlık atarak sarsıldı. Serdar dudaklarını ısırmış, yüzü gergindi. Biraz önce son nefesini veren adam öz babasıydı ve bunu hayatının sonuna kadar kimseye söyleyemeyecekti. Kendini yokladı. Duyguları karışıktı. Bir insanın ölümüne üzülmüştü, o kadar. "Benim babam Coşkun Erkmen" diye geçirdi içinden. Bu düşüncelerden çabuk kurtardı kendisini ve Pelin'le ilgilenmeye başladı... *** Cenaze işlemlerini bir günde hallettiler. Cenaze Mesudiye'de verildi toprağa. Kader, inanılmaz tesadüflerle doluydu. Turgay'ı ebedi istirahatgâhına yerleştiren bilmediği, varlığından haberi olmadığı oğlu olmuştu. Serdar telefon edip babasına durumu anlatmıştı. Her şey bittikten sonra iki genç oturdular karşılıklı. Pelin derin bir nefes aldı: - Artık yapayalnızım Serdar. Bir an önce okulumu bitirmem lazım. Bütün bu işler nasıl yapılacak bilmiyorum. Pansiyon ne olacak? Ben bunların altından nasıl kalkacağım? Serdar gözlerini kıstı ve öne doğru eğildi: - Merak etme, seni bırakacağımı mı sanıyorsun? Bundan sonra en kısa zamanda evleneceğiz Pelin. Sonra el ele birlikte halledeceğiz her şeyi. Annemi merak etme. Turgay Köker'in kim olduğunu bilmeyecek. Kimse hiçbir şey bilmeyecek onun vasiyet ettiği gibi... > DEVAMI YARIN