Safiye işe mutfağı temizlemekle başladı. Mutfağın bir kenarına küçük bir kilim sermiş, Hakan'ı onun üzerine oturtup oyuncaklarını da önüne koymuştu. Hemen bir demlik çay koydu. O olurken bütün bardakları, fincanları yıkadı. Temizledi. Sonra çay servisine geçti... Ofiste stajyer olarak çalışan genç avukatlar elinde çay tepsisi ile içeri giren Safiye'yi görünce sevinç çığlıkları attılar: - Oh be... Çok şükür, şöyle ağız tadıyla, tavşan kanı gibi bir çay içebileceğiz artık. Sağol Safiye kardeş. Genç kadın mahcup bir şekilde gülümsedi: - Siz de sağolun avukat beyler. Memduh beyin çayını özel kulplu bardağına doldurmuş, tabağının yanına da bir dilim limon kesip koymuştu. Odanın kapısını yavaşça tıklatıp girdi içeriye. Memduh bey dosyaların içine gömülmüştü. Safiye'nin geldiğini görünce gülümsedi: - Oh.. Bu iyi oldu Safiye. Eline sağlık. - Afiyet olsun beyefendi. Adam çayından bir yudum aldı keyifle: - Çok güzel olmuş, sen kaç yaşındaydın Safiye? - On beşimi bitirdim yeni avukat bey. Memduh bey kaşlarını kaldırdı, dudaklarını büzerek: - O kadar gençsin ha? Vay canına.. Bu yaşta çocuk sahibisin bir de... Kocan nerede? Safiye önüne baktı. Fısıldar gibi bir sesle: - Yok avukat bey. Hiç olmamış zaten. Ben resmi olarak evlendik biliyordum ama Ağamla bir olup kandırmışlar beni, nikahım falan yokmuş. Benim tercihim değildi zaten. Gideceksin dediler, gittim. O da buraya gelince beni de oğlumu da bırakıp Almanya'ya kaçtı. Nerdedir, ne yapar bilmiyorum. Memduh beyin kaşları çatılmıştı. Bir müddet sessizce düşündü: - Maalesef, böyle heba olan o kadar çok kızımız var ki... Yazıktır... Neyse ki sen aklı başındasın, merak etme, burada çalışıp, kazandığın parayla ayaklarının üzerinde durabilirsin umarım. Tahsilin var mı Safiye? - İlk mektebe gittim köyde avukat bey. Daha sonrasına gidemedim. Anamı, babamı kaybettim kazada. Ağam da yollamadı. On üçümü bitirmiştim beni everdiğinde. Memduh bey başını iki yana salladı: - Ne cevherler böyle ziyan oluyor bilsen... Peki kızım, gidebilirsin. Safiye o gün durmadan çalıştı. Memduh bey kendisine ofisin ve han kapısının bir anahtarını vermişti. Bundan sonra herkesten erken gelecek, ofisin temizliğini yapacaktı. Akşam paydos saati geldiği zaman stajyer avukatlardan sonra Memduh bey de çıkmaya hazırlanıyordu. Onun paltosunu tuttu Safiye. - Sen de kapat, kilitle çık kızım. Yarın gelir işini yaparsın. - Peki avukat bey. Herkesten sonra söylendiği gibi kilitledi dikkatlice kapıları. Sonra oğlunu kucakladığı gibi çıktı. Hülya hanımın verdiği kalın mantosunun içinde büzülmüştü. Bir ekmek bir de oğlu için süt aldı. Ayhan beyin bıraktığı para, yeni iş yerinden alacağı maaşına kadar idare ederdi kendisini. Evine geldiği zaman bir çorba kaynattı. Cılız bedeni yorgundu. Yemekten sonra battaniyesinin altına girdi, kızını düşünürken uyuyup kaldı. DEVAMI YARIN