Korkarak baktılar babalarının yüzüne

A -
A +

Faruk, bir süre sessiz kaldıktan sonra; - Ben anlatamıyorum... diye başladı konuşmaya. Acım çok büyük, ne yapacağımı bilemiyorum. Yaptığım her şey karımın arkasından bir yanlışa düşmemek için. Fakat bakıyorum herkes benim kadar duyarlı değil, çocuklarım bile değil... Haşim Bey öne doğru eğildi. Bu sırada Selma kızları alıp bahçeye çıkmıştı. Onların bu konuşmada bulunmaları doğru olmazdı. - Baksana bana sen?.. Bir tek sen mi duyarlısın yani? Bak oğlum, hastalıklı bir saplantın var anlaşılan. Bundan kurtulmak zorundasın. Tamam acına saygım büyük, ben de kendi evladım gibi severdim İnci'yi. Herkesin sevgisi ayrı ayrı. Çocukların annelerini sevmiyorlar mıydı sanki? Herkesin yakınları ölüyor, çocukları ölüyor. Ama hayatın akışı bu. Hayat devam ediyor. Senin karının arkasından yapacağın en doğru hareket onun sana bıraktığı emanetleri sağlıklı bir biçimde yetiştirmektir. Bu onları cendereye sokarak, mateme büründürerek olmaz. Onlar genç, ruh hallerini bozacaksın çocukların. Nedir bu Allah aşkına? Ben seni aklı başında bir adam sanırdım. Yarından sonra önlerindeki hayatı yaşamak zorunda olduklarını fark edince uzaklaşacaklar senden. Küçücük yüreklerini böyle sıkmanın anlamı var mı? Sen bir doktora gitmek zorundasın Faruk. Profesyonel bir yardım almak zorundasın. Bu böyle olmayacak. Şu hâline bak! Faruk ağlamaya başlamıştı... Turgay acıyarak bakıyordu arkadaşına. Yanına gidip oturdu: - Bak Faruk, yanlış yapıyorsun, bu duygulardan kurtulman gerek. İnci de böyle olmasını istemezdi. Bu çocukların, kendinin hayatını böyle karartmaya hakkın yok. Kimse senin acını hafife almıyor. Ama bu tavrın yanlış... Faruk gözlerini sildi: - Ben de farkındayım yanlış yaptığımın. Ama elimde olmadan oluyor Turgay... - Sana yardımcı olalım Faruk. Seni bir ruh hastalıkları uzmanına götürelim. Selma'nın bir arkadaşı var. Oldukça da deneyimli bu konularda. İstersen hemen randevu ayarlarım. Faruk sessizdi. Yutkundu sadece. Bu sırada Selma ve kızlar içeri girdiler. Gülüşüyorlardı. Kızlar babalarını görünce hemen dudaklarındaki kahkahayı dondurdular. Korkarak baktılar onun yüzüne. Haşim Bey'in gözünden kaçmamıştı bu davranış. Başını salladı: - Yazık bu çocuklara yahu! Çok yazık. Tam bu sırada salon kapısında Huriye göründü ve her zamanki ciddi tavrıyla: - Handan Hanım geldiler efendim... diye bağırdı. Haşim Bey ve Selma gülmemek için kendilerini zor tuttular. Kapıda görünen Handan da gülüyordu. Selma koşarak gitti yanına: - Canım benim, hoş geldin, artık beklediğimiz kalmadı. Gel seni Faruk'la tanıştırayım... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.