"Mahkemelik bir durumumuz yok!"

A -
A +

Nüfus müdürlüğündeki memur Uğur'un söylediği ismi bir daha tekrar ettirdi: - Neriman Taşçı! Memur gözlüklerinin üstünden baktı Uğur'a: - Neyiniz oluyor? Uğur hiç düşünmeden cevap verdi: - Eşim oluyor kendisi. Ben kocasıyım. Birden kendini tuhaf hissetti. Bu kelimeleri yıllardır ilk defa yüksek sesle söylüyordu. Acı bir tebessüm doldu yüzüne. Nüfus memuru önündeki bilgisayara bir şeyler yazdıktan sonra beklemeye başladı. Sonunda yüzünde beliren aydınlık istediği bilgiye ulaştığını doğruluyordu: - Çıktısını alayım vereceğim. Yanındaki yazıcıdan kesik tıkırtılar gelmeye başladı. Beyaz bir kağıt sanki bilinmeyenleri açığa çıkartacağının farkındaymış gibi salınarak geliyordu yazıcının gözünden. Tecrübeli bir hareketle kağıdı yırtıp aldı memur. Bir paraf ve mühür bastıktan sonra uzattı: - Buyurun efendim. - Teşekkür ederim. Uğur dudaklarını ısırarak baktı kağıda. Neriman'ın nüfusa kayıtlı olduğu yer ve ikametine ait bilgiler vardı. Adresin altındaki İstanbul ibaresi yüzünü güldürmüştü: - Demek burada... Çanakkale'ye gitmeme gerek kalmadı o zaman. Teknoloji ve bilişim çağının getirdiği kolaylıklar artık bu tür bilgilere ulaşabilmenin ne kadar kolaylaştığını sergiliyordu gözler önüne. Adrese baktı bir kere daha: Etiler, 8945 Sokak. Aydın Sitesi, İstanbul. Birden karardı yüzü: "Etiler ha? Oldukça lüks ve zengin bir semt! Orada ne işin var Neriman?" Merak içinde bir taksi çevirip adresi verdi. Tam doğum yaptığı gün terk ettiği karısının karşısına yıllar sonra "ben geldim" diyerek çıkabilmesi için oldukça fazla cesarete ihtiyacı vardı. Taksi verdiği adrese gelince durdu. Parayı ödeyip aşağıya indi Uğur. Etrafına bakındı. Oldukça lüks apartmanlarla çevriliydi her yer. Bundan sonrasına nereden ve nasıl başlayacağını bilmiyordu. Mahallenin muhtarını bulabilmek amacıyla biraz yürüdü. Bir bakkal dükkanından muhtarın yerini öğrendi. Muhtarlık tenhaydı. Beyaz saçlı, yumuşak yüzlü bir adamdı muhtar. Karşısındaki bu iyi giyimli, düzgün beyefendiyi görünce oldukça kibar bir şekilde buyur etti. Uğur fazla detaylara girmeden anlattı hikayeyi. Çocuklarını görmek istediğini söyledi. Bu yüzden Neriman'a ulaşmak istiyordu. Muhtar biraz kuşkuyla baktı bu iyi giyimli adama: - Bir mahkeme falan? - Hayır, mahkemelik hiçbir şeyimiz yok. Yıllardır ayrı yaşıyoruz. Kanunen çocuklarımı görme hakkım var benim. Aramızda velayetle ilgili de hiçbir karar falan yok. Mahkemelik bir durumumuz da olmadı. Muhtar öne doğru eğildi: - Neriman'ı tanırım beyefendi. Takdir edersiniz ki önce ona sormam gerekebilir... İzin verir misiniz? Uğur omuzlarını kaldırdı. Kendi yapamadığını muhtar yapacaktı... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.