Aylin minibüsten indikten sonra hemen durağın yanındaki bakkala girdi. - Merhaba İsmet Amca, babamlar ekmek aldı mı? İsmet bakkal şişman, son derece sevimli bir adamdı. Birbirine çok yakın ve küçücük gözleri zekice parlıyordu: - Aldılar Aylin. Baban az önce uğradı. Bugün nöbet yok galiba... Aylin elini kaldırdı: - Bugün de yarından sonra da yok İsmet Amca. Ama yarın var. - Hayırlısı olsun kızım... İyi akşamlar. Genç kız yavaş adımlarla yürümeye başladı. Onur'u düşünüyordu. Bu genç adamda tarif edilemez bir sevimlilik ve sıcaklık bulmuştu. Aslında böyle bir ilişki asla tarzı değildi. Tanımadığı bir insanın teklifini kabul ettiğini bugüne kadar hiç hatırlamıyordu ama nedendir bilinmez Onur'un davranışlarını çok cana yakın bulmuş, engel olamamıştı. Mavi boyalı küçük eve girince o daha kapıya varmadan açıldı kapı. Babası Cevat bey göründü: - Kızım, geç kaldın... Aylin titredi bir an. Sonra gülümseyerek yaklaştı yaşlı adam ve yanağına bir öpücük kondurdu: - Ancak gelebildim baba... Ekmek almışsın... - Aldım ya, bu akşam ziyafet var. Annen etli pilav yapmış, yanında da bamya var. Yazın buzlukta saklamıştı ya... Onlardan pişirmiş. Eve geldim önce, kokulara dayanamadım. Hemen gidip ekmek aldım. Elini yüzünü yıka da oturalım, ben kurt gibi açım. Aylin sevgiyle baktı ona: - Öğlen yemedin mi yoksa? - Yedim... dedi adam suçlu bir ifadeyle. Aylin kısa bir kahkaha attı: - Eeee, ben sana ne dedim? Aslında bu akşam bunların yenmemesi lazım. Yaşlı adamın yüzü asılmıştı. Bir şeyler söylemek istedi ama genç kız fırsat vermedi: - Haydi bu seferlik affedeyim. Ama dikkat etmen gerekiyor bunu unutma. Cevat Bey memnun olmuştu bu son sözlerden. Şımarık bir tavırla şikayet etti: - Seni doktor yapmakla iyi mi ettim kötü mü bilemiyorum kızım... Aylin içeri girer girmez mutfağa yöneldi. Annesi Hayriye Hanım mutfaktaydı hâlâ: - Annelerin en güzeli, yine döktürmüşsün bakıyorum. Sevgili eşiniz sabırsızlıktan ölmek üzere. Hayriye Hanım kısa boylu, son derece sevimli bir kadındı. Kıkır kıkır bir gülüşü vardı. Hemen tülbendiyle ağzını kapatıp kıkırdadı: - Sabahtan beri tepemde ayol. İşime de karıştı durdu. Adamcağız hayatında etli pilavla bamya görmemiş sanki. Gören duyan aç bırakıyoruz sanacak... Aylin bir kahkaha patlatarak odasına yöneldi. İki oda ve bir de oturma odasından ibaretti bu küçük ev. Cevat Bey emekli olunca aldığı emekli ikramiyesiyle almıştı bu evi. Genç kız üzerini değiştirirken anne ve babasını ne kadar çok sevdiğini, onlar için her şeyini feda etmeye bile razı olduğunu düşünüyordu... > DEVAMI YARIN