Mavi gözlerinde hüzün vardı...

A -
A +

Aliye hızlı adımlarla yürüyordu. Geç kaldığını düşünerek bir taksi bulmak için etrafına bakınırken tam önünde duran arabayı fark etti. Sevinçle eğildiği anda direksiyonda oturan Barış'ı gördü. O anda içinden bir şey koptu sanki. Yüreği hızla atmaya başlamıştı. Usulca fısıldadı: - Barış!.. Sen miydin? - Biner misin Aliye, seninle konuşmak istiyorum... Genç kız birkaç saniyelik bir tereddütten sonra bindi arabaya. Duygularına engel olamamıştı bir anda. Barış hemen gazladı arabayı. Hiç konuşmadılar bir süre. Sonunda genç adam bu sessizliği bozdu: - Seninle evlenmeye kararlıyım Aliye. Bunu çok istiyorum. Genç kız hayretle çevirdi başını: - Ya ailen? - Elbet onlar da hak verecekler bana. Zaman içinde her şey hallolacak bundan eminim. Yeter ki sen benim yanımda ol, bana destek ol. Aliye cevap vermedi. Mavi gözlerinde hüzün vardı. Ofise geldikleri zaman kibarca teşekkür etti genç adama. - Bana zaman vermek zorundasın Barış. O kadar çok şey yaşadım ki kısa sürede. Şaşkınım. Babamı yanıma aldım. Yeni bir düzen kuruyorum. Kafam karmakarışık. Barış gülümsedi sevgiyle: - Bu düzende bana da bir yer ver ne olur! Hayatı seninle yaşamak istiyorum ben. Aliye gülümseyerek uzaklaştı arabadan. Beyni karışmıştı. Duyguları ve mantığı çarpışıyor, içinden çıkamıyordu olayların. Ofise girdiği zaman sekreter kızın heyecanla kendisine yaklaştığını gördü: - Aliye Hanım, misafirleriniz var. Harun beyin odasında sizi bekliyorlar. Şaşkınlıkla ceketini asarak Harun beyin odasına girdiği anda hayretle koltuklarda oturan Oğuz ve Süheyla Türel'e baktı. Kekeledi: - Ho.. Hoş geldiniz efendim. Süheyla Hanım gülümsedi: - Bizi affedebilecek misin Aliye? Eşimle uzun uzun düşündük. Oğlum seni seviyor ve biz de sana karşı ne büyük bir haksızlık yaptığımızı fark ettik. Bizi bağışlayıp çıkardığın söz yüzüğünü tekrar parmağına takabilecek misin kızım? Aliye ağlamaklıydı. Ne cevap vereceğini bilemiyordu. Harun Bey ayağa kalktı: - Haydi Aliye, uzatmanın anlamı yok artık. Bırak her şey kaldığı yerden devam etsin. Öp anne ve babanın elini kızım. Genç kız dudaklarını ısırdı. Bu kadar yoğunluğu kaldıramayacağını düşünerek ilerledi. Önce Süheyla Hanımın sonra da Oğuz Beyin elini öptü. Süheyla Hanım hemen cep telefonuna sarıldı: - Barış'a bu haberi vermeliyim. Her şey çok güzel olacak... Aliye gülümsedi. Hayatı bir film şeridi gibi geçti gözünün önünden birkaç saniyede. Yutkundu. "Nur içinde yat anne!" diyerek Fatihalar gönderiyordu... SON

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.