Akşam mesaisi bittiği zaman bütün işlerini yeni bitirmişlerdi. Şirkete geri dönmüşler Arif Bey hemen sekreterine kahve yapmasını söylemişti. Nermin hayatından son derece memnun bir şekilde bakıyordu çevresine. Artık her şey onundu. Arif Bey muhasebeciye baktı: - Şimdi bu şirkette gereken tasfiyeyi yap Refik. Küçülmek zorundayız. Gerekirse atölyeleri kapatalım. Elimizdeki malların satışına bakalım. Üretim yapmayalım. Tasfiye bitene kadar ne kazanırsak kardır. Sonra da temelli kapatırız. Biz artık kazandığımızla hayatımızın sonuna kadar rahat yaşarız. Bundan sonra Nermin bakacak bize. Değil mi kızım? Nermin daldığı hayallerden irkilerek uyandı: - Ha, tabii baba, ne demek... Ben anlamam zaten bu işlerden. Refik Bey yutkundu: - Başüstüne efendim ama ben derim ki hiç olmazsa satış mağazası kalsın. Bizim ürünlerimizi satması gerekli değil. Konfeksiyon her zaman pazarı olan bir çalışma. Nermin Hanıma gerek yok, itimat edilir bir sorumlu müdürle mağazalar yürür. Arif Bey gözlerini kıstı: - Doğru söylüyorsun Refik. Mağazaları kapatmayalım. İşçilerin tazminatlarını falan hesaplayın. Ne kadar tutacaksa onları da ödeyelim... Nermin sahip olduğu paranın bir kısmının bu işlere gideceğini anlamış ve bozulmuştu: - İşçilerin paraları mı? Aman baba! Çıkartın işten gitsin, bir de tazminat falan... Kapandı şirket. Kim ne alacak. Yok ki... Bana sattın şirketi sen... Ben de satışa çıkartıyorum. Alacak kişi düşünsün alırken... Refik gülmemek için kendini zor tuttu. Arif Bey sinirlenmişti: - Bilip bilmeden konuşma, olur mu öyle şey. Refik halleder o işleri. Kahvemizi içip gidelim buradan. Bir daha gelmek istemiyorum artık. Yoruldum yahu! Kahveler gelmişti. Nermin yukarıdan aşağıya süzdü sekreter kızı. Yanında babası olmasa hemen atılacak: - Hanım, hanım, artık buraların sahibi benim, ona göre davran bana diye bağıracaktı. Kahveler içildikten sonra çıktılar. Arif Sıtkı Bey ve kızı arabalarına binerek konağa geri döndüler. Yol boyunca hiç konuşmadı yaşlı adam. Kapıdan içeri girdikleri zaman Hatice'den önce Müberra Hanım koştu: - Meraktan öldüm, nereye gittin Nermin? Sabah Hatice söyledi beyefendiyle birlikte gittiler diye. Bir haber yok. İnsan bir telefon eder. Arif Bey gülümsedi: - Söylenme Nermin'e, artık patron o, neyimiz var neyimiz yok her şeyi Nermin'in üzerine yaptım. Bir şeyimiz kalmadı bizim hanım, kızımız bakacak artık bize... DEVAMI YARIN