Onur arabasını park ettikten sonra elindeki adrese bir kez daha baktı ve doğru yere geldiğinden emin olduktan sonra karşı kaldırıma geçip hızlı adımlarla on metre ilerideki dört katlı gri apartmana doğru yürüdü. Kapıya geldiği zaman Müfit Güler yazılı zilin butonuna iki kere bastı. Az sonra otomatik kapı açıldı ve Onur içeriye girdi. Geniş bir apartmandı. Üçüncü kata çıktı. İki daireden sağ taraftakinin kapısı açıktı ve yaşlı ama bakımlı, beyaz saçlı hoş bir hanım gülümsedi kendisine: - Avukat Onur Bey değil mi? Onur hemen elini uzattı: - Saygılarımı sunuyorum efendim, sizi rahatsız ettim biliyorum ama... Sevimli kadın kenara çekildi Onur'un girmesi için: - Şeref verdiniz evladım. Ne demek rahatsızlık... Biz memnun oluyoruz misafirimiz gelince... İçeriden mis gibi kek kokusu geliyordu. Bir gün önce telefon etmişti Onur. Randevu almış, Müfit Beyle konuşmak istediğini söylemişti. Odaya geçtiler birlikte. Salondaki pencere yanındaki koltuklardan birinde saçları dökülmüş, oldukça yaşlı bir ihtiyar oturmuş, bacaklarına ekose bir battaniye örtülmüş, sabit bir şekilde bir noktaya bakıyordu. Yaşlı kadın onun yanına gitti ve yüksek sesle konuştu: - Müfit Bey, misafirimiz geldi, bak... Yaşlı adam yavaşça kaldırdı başını ve Onur'a baktı. Hırıltılı, boğuk ve güç anlaşır bir sesle: - Hoş... hoş geldiniz oğlum... Ben tanıyor muyum seni? Onur hemen elini tutup öptü yaşlı adamın, yanındaki koltuğa oturdu avucunda tuttuğu eli bırakmadan: - Hayır efendim, tanımıyorsunuz... - Güzel, güzel... Tanımadığımı biliyordum, demek ki yanılmadım... - Nasılsınız Müfit Bey? Yaşlı adam başını salladı: - İyiyim, iyiyim... Çok iyiyim... Müfit Beyin karısı atıldı: - Bugünlerde maşallah çok iyi. Her gün haberleri dinliyor, bana gazete okutturuyor... Müfit Bey yine titrek sesiyle atıldı: - Gözlerim artık iyi görmüyor. Gazete falan okuyamıyorum... Onur söyleyecek şey bulamadı, gülümsemekle yetindi. Müfit Beyin karısı gülümsedi: - Ben size bir kahve yapayım önce. Nasıl içersiniz oğlum? - Zahmet olacak efendim... Orta şekerli lütfen...Yaşlı kadın odadan çıktıktan sonra Onur eğildi yaşlı adama: - Size Ahmet Fazıl beyin çok selamlarını getirdim Müfit Bey... Yaşlı adam bir süre anlamsız şekilde baktı genç adama sonra başını salladı: - Ahmet Fazıl... Biliyorum, biliyorum. Nasıl? İyi mi? - Çok selamları var size... Ben bir konu hakkında sizden bilgi almak üzere geldim Müfit Bey. Ahmet Fazıl Beyle ilgili... Onun hayatındaki bir olayla ilgili... Müfit Bey başını kaldırdı. Gözleri parlamıştı. Heyecanlandığı belliydi... > DEVAMI YARIN