Murat, Şükrü Beyin şirketinden çıktığı zaman derin bir nefes aldı. Sanki bir cendereden çıkmış gibi hissediyordu kendisini. Betül'le yaşadığı güzel zamanların böylesine kötü bir şekilde sonlanmasına üzülüyor, büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordu. Çaresiz kabullenmişti artık ayrılığı. Avukatın söylediklerine inanmıştı. Zaten bu saatten sonra yapacak bir şeyi olmadığını biliyordu. İstediği sadece bebeğini görebilmek, ona babalık yapabilmekti. Baba kelimesinin bir çocuğun hayatında ne denli büyük bir anlam taşıdığını bizzat bildiği ve babasızlığı yaşadığı için kendi evladına bu duyguları tattırmak istemiyor, ona sahip çıkmayı arzu ediyordu. "Hakim nasıl olsa bana da şans tanıyacak, hiçbir kuvvet bir çocuğu babasından mahrum edemez. Sadece kader... Aynı benim başıma geldiği gibi..." diye düşündü. Yasaların kendisine tanıdığı kadarıyla yetinmeye alıştırıyordu kendini... Bir otele yerleşti. Feyyaz Bey oldukça yüklü bir para çıkartmıştı kendisine muhasebeden. Maddi sıkıntısı yoktu şu anda. Ertesi günü Avukat Haşim Beyi ofisinde ziyaret edecek, mahkeme hakkında görüşecekti. O günü dinlenmekle geçirdi. Akşamüzeri dışarıya çıktığı zaman yol yorgunluğunu atmış, dinlenmiş, kendine gelmişti. Küçük bir lokantada karnını doyurdu. Hâlâ kendisini bu büyük şehre yabancı hissediyordu. Biraz dışarıda dolaştı. Akşam erkenden oteline gidip odasına çekildi. Ertesi gün sabah erkenden uyandı. Kahvaltısını yaptıktan sonra berbere gitti. Hem saç hem de sakal tıraşı oldu. Fazla oyalanmadan Şükrü Beyin şirketine geldi. Artık sabık kayınpederiyle karşılaşmasına gerek yoktu. Doğruca Haşim Beyin odasına çıktı. Avukat yeni gelmişti. Murat'ı görünce yerinden kalktı: - Hoş geldiniz Murat Bey... Buyurun... Adamın gösterdiği koltuğa oturdu. Hiç konuşmuyordu. Haşim Bey gürültülü bir şekilde boğazını temizledikten sonra bir dosya çıkarttı masasının çekmecesinden: - Dava dosyası. Şuraya imzanızı atarsanız eğer bu iş uzamadan biter. Hakim elbette içinde bulunduğunuz durumları değerlendirecektir. Akıl var mantık var beyefendi, siz de o çocuğun babasısınız. Elbette ki çocuğunuzu görme hakkınız olacaktır. Bunu hiçbir yasa engellemez. Şükrü Beyin asabi hallerine aldırmayın. Onun açısından düşünecek olursanız o da kendince haklı. Murat kendisine uzatılan evraka göz gezdiriyordu. Bu evrakta Murat'ın bu evliliğin bitirilmesi sonucunda maddi manevi hiçbir hak talep etmediği yazılıydı. Haşim Bey telaşla atıldı: - Bu sadece Betül Hanımla evliliğinizin bitirilmesi konusunda bir taahhütname. İşin uzamaması için. Bu sizin için de kolaylık sağlayacaktır. Bir celsede gerçekleşir boşanma. Artık bir beklentiniz yok sanıyorum. Murat titrek bir sesle cevap verdi: - Ben sadece çocuğumla ilgileniyorum. Haşim Bey başını salladı: - Merak etmeyin. Biz de babayız Murat Bey. Böyle bir vicdansızlık yapılmaz. Murat inanmıştı avukatın sözlerine. Kendisine gösterilen yeri imzalayarak ayağa kalktı. Haşim Bey telaşlı bir şekilde kağıtları topladı ve dosyaya yerleştirdi: - Mahkeme Salı günü. Saat 10.00'da. Murat elini uzattı, tokalaştılar. Dışarıya çıktığı zaman bir sevdanın acı sonunu yaşıyordu... > DEVAMI YARIN