Gülay hızlı adımlarla yürürken bir yandan da beyaz önlüğünü giyiyordu. Tam o sırada arkasından birinin seslendiğini duydu: - Gülay, Gülay! Genç kız hızla dönüp baktı. Nöroloji bölümünde asistan doktor olan Orhan koşar adımlarla geldi yanına: - Seni arıyordum Gülay, serviste 315 numaralı hastamız bugün fizik tedaviye başlayacak. Hocayla konuştum, senin ilgilenmeni söyledi. Hasta benim hastam. Vaktin müsait olduğunda biraz konuşsak... Gülay "olur" anlamında salladı başını. Orhan uzun boylu, esmer, yeşil gözlü, sert hatları olan ve çevrede son derece ciddi olarak bilinen bir gençti. - Mesele ne Orhan? - Felç geçirmiş, yolda yürürken aniden yığılıyor. MR çekildi. Olay tespit edildi. Gereken tedavisi tamamlandı serviste. Şimdi fizik tedavi görmesi gerekiyor. Çok umutluyum yeniden eskisi gibi olabileceği konusunda ama yardımın gerekiyor. İyi bir fizik programı ile gerçekleştirebiliriz. Gülay gülümsedi: - Saat on buçuk gibi servise geleyim o zaman. Konuşuruz. Orhan kibarca gülümsedi: - Çok teşekkür ederim. Hem de bir kahvemi içmiş olursun. Saat onu yirmi geçe kendi servisindeki işini tamamlayan Gülay Nöroloji servisine çıktı. Hasta kontrolleri yeni bitmişti ve bütün ekip bölüm başkanı profesörün ardından koridorda yürüyordu. Orhan kapıdan giren Gülay'ı görünce elini kaldırdı ve hocanın yanına yaklaşarak başıyla genç kızı işaret edip bir şeyler söyledi. Profesör Muharrem Bey Gülay'a döndü. Genç kızı görür görmez bir tebessüm yayıldı yüzüne. Eliyle işaret etti gelmesi için. Gülay koşar adımlarla yaklaştı hocanın yanına: - Gülay, Orhan'ın hastasının rehabilitasyon programını senin yapmanı istiyorum. Birlikte inceleyip karar verin ve bana gösterin. Göreyim sizi yürütün şu adamı! Gülay saygıyla başını salladı: - Elimden geleni yaparım hocam. Orhan yaklaşmıştı genç kızın yanına: - Şimdi gidip inceleyelim şu adamın dosyasını. Vaktin var değil mi? Gülay omuzlarını kaldırdı: - İşim bu Orhan, vakit bu işler için! Birlikte genç asistanın odasına yürüdüler. Gülay Orhan'ı talebelik zamanından tanıyordu. Birlikte ortak derslere girmişlerdi. Masanın üzerindeki dosyalardan birini aldı genç adam. Koltuklardan birini işaret etti: - Otursana, sana bir neskafe yapayım hemen. Biraz sonra hastanın dosyasına gömülmüşlerdi. Veriler gerçekten hastanın iyi bir rehabilitasyon ve fizik tedavi uygulamasıyla yeniden sağlığına kavuşabileceğini gösteriyordu. Uzun bir program hazırladılar. Gülay bizzat uygulayacaktı yapılan programı. İki bardak neskafe içmişler, birer de tost yemişlerdi çalışma esnasında. İşleri bittiği zaman ikisi de mutlu ama yorgundular... > DEVAMI YARIN