Mutsuzluğunun içinde mutluluk yaşıyordu!..

A -
A +

Neriman kapının açılıp iki hastabakıcının kucağında odasına getirilen kızlarını gördüğü zaman biraz önce yaşadığı bütün olumsuz duygular o anda silinip yerini hiç tarif edemediği ve hayatının sonuna kadar da tarif edemeyeceği duygular aldı. İçi sanki bahar gelmiş gibi açılmıştı. Yüreğinden ince sızılar duyuluyor, içi gidiyordu. Birini bir koluna, diğerini de öbür koluna verdiler. Onların yüzüne baktığı zaman sevinçli bir hüzün duydu. Bakmaya doyamıyordu ikisine de. Minicik yüzleri, minicik burunları, şiş gözleri, küçücük dudaklarıyla o kadar tatlı ve masumdular ki... Bu sevinci paylaşmak istermiş gibi kendisini yatağın ucunda seyreden hastabakıcılara döndü: - Çok güzeller... O kadar güzeller ki insan kıyamıyor bakmaya... Hastabakıcı gülümsedi: - Allah analı babalı büyütsün, bahtları açık olsun! Durakladı Neriman... Babaları yoktu artık. Onların yüzünü bile görmek istememiş, onları kabullenememişti. Yavrularına bunun hesabını nasıl vereceğini düşündü bir an. Her şey değişmiş gibiydi hayatında. Mutsuzluğunun içinde mutluluk yaşıyordu. Usulca fısıldadı: - Teşekkür ederim. Uzun süre seyretti yavrularını. Kendisinin de anlam veremediği bir güç gelmişti bir anda: - Yavrularım, benim güzel kızlarım. Anne olmak çok güzelmiş bebelerim. Sizin sayenizde tattım bunu ben. O anda karar verdi. Hiçbir şeyden yılmayacaktı. Çocuklarının sağlam birer birey olması için gereken mücadeleyi ne pahasına olursa olsun verecekti. "Benim mutluluğum sizlerin varlığı ve sizin mutluluğunuz olacak artık..." dedi usulca. Bebekler annelerinin yanında iki saat kadar kaldılar. Bu arada gelen doktor: - Bak evladım, sen zayıf bünyeli bir kızsın, o nedenle bu çocukların beslenmesinde anne sütünün yanında takviyeye ihtiyaç var. Ben bazı mamalar yazacağım sana. Bebeklerini doyurmakta kullanacaksın. Ayrıca sana da vitamin takviyesi yapacağız. Yarın sabah evine gidebilirsin. Her şey çok normal. Bebekler sağlıklı. Onların kontrollerini ihmal etme. Kendine iyi bakman lazım ki çocukların da sağlıklı olarak yaşayabilsin. Kibarca teşekkür etti doktora. Buradan nasıl gideceğini, nereye gideceğini bilmiyordu. Bundan sonra ne olacağı hakkında hiçbir fikir yürütemiyordu artık. Emin Bey giderken yine geleceğini söylemişti. Bebeklerin anne yanında durma süreleri bitince yeniden yalnız kaldı odasında. Uğur'u düşünüyordu. Onunla yaşadığı kısa süren mutluluk belki de hayatı boyunca yaşayacağı tek mutluluk olarak kalacaktı. Artık çocuklarıyla birlikte hayatın içinde yapayalnızdı. Gözlerini kapattı. Bütün bu yaşananlara rağmen tatlı bir uyku bastırmıştı. Dudaklarını ıslattı diliyle. "Bundan sonra..." Diye düşündü... "Bundan sonra ne olacak? Uğur dönecek mi? Nerede yaşayacağım?.." Bu soruların içinde bunalan beynini boşaltmak istermiş gibi sıktı kendini. Gözlerinin önüne o minicik iki masum yüz geldi. Özlemişti kızlarını. Onlara ne isim koyacağını düşündü. Bütün bunlara tek başına karar vermek zorunda olmasının getirdiği ıstırapla inledi. "Gül ve İpek... İsimleri Gül ve İpek olsun..." Yüzü gevşedi, rahat bıraktı kendisini. Az sonra derin bir uykuya dalmıştı bile... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.