"Ne annem kaldı ne de babam!.."

A -
A +

Hakan masasındaki dosyaları eliyle iterek telefona uzandı. Arayan karısı Dilek'ti: - Canım, nasılsın? - Hakan! Bu akşam erken gel lütfen... Annemlerle yemeğe çıkacağız. Annemin İngiltere'de oturan bir arkadaşı gelmiş. Onları götüreceğiz yemeğe. Genç adam başını salladı: - Tamam canım, merak etme... Telefonu kapattıktan sonra sıkıntıyla yaslandı arkasına. Yeniden borçlanmaya başlamıştı. Babası cezaevine girdikten sonra mobilyaların senetleri için kendisine gelen esnafı kovalamıştı. İşin içinden bu şekilde sıyrılmayı düşünmüştü. Ama vicdanını kemiren azap huzur bulmasına izin vermiyordu. Dilek'in inanılmaz savurganlığı, lükse düşkünlüğü ve aşırı şımarıklığı ile baş edemiyordu. Robotlaşmış gibiydi. Bütün bu olumsuzlukları görmesine rağmen ağzını açıp bir tek kelime söyleyemiyor, karşı çıkamıyordu. Yeniden bir kaosun içine girdiğinin farkındaydı ve bu bütün benliğini kemiriyordu. Beş dakika ilerisini bile göremiyor, nasıl davranacağını, ne yapacağını bilemiyordu. Bu sıkıntıların içinde düşünce denizinde boğuluyordu. Sekreter kızın aramasıyla irkildi: - Bir ziyaretçiniz var Hakan Bey. Kız kardeşinizmiş. Hakan irkildi. Ayağa fırladı ve dudaklarından boğuk bir şekilde döküldü kardeşinin ismi: - Esra! Tamam hemen alın içeri... Kapıya doğru ilerlerken girdi içeriye Esra. İki kardeş birbirlerine baktılar. Hakan dudaklarını ısırdı: - Kızım, sen... Sen nerelerdesin söylesene? - Hakan! Esra koşarak sarıldı ağabeyine. Omuzlarından tutup baktı yüzüne Hakan: - Ne kadar değişmişsin Esra? Ne zaman geldin, neredeydin? - Dün geldim Hakan... Nerede olduğumu sorma... Hayatımın en büyük hatasının bedelini ödüyorum artık. Çok yanılmışım. Öylesine kanmışım ki şimdi hayret ediyorum. Hakan güldü: - Ne o enişte bey istediğin gibi çıkmadı mı? - Bırak, bahsetme ondan. Bu kadar insanlıktan uzak birisini daha tahayyül edemiyorum. -Hakan bir sigara yaktı: - Annemle mi kalıyorsun? Esra gözlerini kıstı, dikkatle baktı ağabeyinin yüzüne: - Annem mi? Ne annem kaldı ne de babam Hakan. Babamı kaybettik. Ani bir kalp kriziyle öldü babam... Annem ise kayıp. Felç geçirmiş ve kayıplara karışmış. Bizim yüzümüzden Hakan. Benim kadar sen de suçlusun bu işte. Onları yitirdik Hakan. Onları kaybettik. Kaybetmekle kalmadık umutlarını da aldık ellerinden, hayallerini de yıktık. Öylesine çırılçıplak koyuverdik ortaya. Savrulup gittiler... Hakan taş kesilmişti. İfadesiz bir şekilde bakıyordu kardeşinin yüzüne. Şok geçirdiği belliydi! > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.