Esra, Meral ameliyattan çıktıktan sonra onu şefkatli hemşirelerin güvenilir ellerine bırakarak hemen Ferit beylere gitmişti. Nevin hanım biricik oğlunun sözlüsünü karşısında görünce her zaman olduğu gibi boynuna sarılıp bir süre ağlamıştı. Esra'nın her gelişinde tekrarlanan bir manzaraydı bu. Esra bu karşılama törenini olgunlukla karşılıyor, onların acılarını kendisi de yürekten yaşıyordu. - Epeydir yoktun güzel kızım, imtihanlar falan mı vardı? - Evet Nevin anne, son gelişimde söylemiştim size... Birlikte salona geçmişlerdi. Ferit bey de Esra'yı görünce heyecanlanmış, iki yanağından öpmüştü. Esra kanepelerden birine oturup hafifçe öksürdükten sonra konuşmaya başlamıştı: - Buraya size güzel bir haber vermek üzere geldim. Belki ayrıntıları sizi biraz üzecek ama sonuç hepimizi mutlu edecek, eminim. Size bir müjdem var.. Durdu, soluklandı. Ferit bey ve Nevin hanım merakla dinliyorlardı onu. - Dün akşamdan beri Meral'le birlikteydim. Nevin hanım bu sözleri duyunca hafif bir çığlık atarak eliyle ağzını kapatmıştı. Esra tane tane anlatmaya başladı. Her ayrıntıyı en ince noktasına kadar nakletti. Sözlerini bitirdikten sonra şaşkın bir halde birbirlerine bakan iki yaşlı insana gülümsedi: - Evet, bir erkek torununuz var. Adı da Serdar.. Kendisi de benziyor dayısına. Ve, Meral evine gelmek istiyor. Sizinle ve oğluyla birlikte yaşamak istiyor. Eminim siz de eskisi gibi kızınızla ve sevgili küçük Serdar'la birlikte olmaktan mutlu olacaksınız. Nevin hanım ağlamaya başlamıştı. Hıçkırıkları sessizleşen salonda yankılanıyordu. Ferit bey gözlerini sildi: - O bizim evladımız, burası onun evi... Getir kızımı Esra.. Getir yavrum... Hemen bu müjdeyi hastahaneye dönerek Meral'e verdi Esra. Bir gün sonra taburcu olacaktı zaten, evde iyi bakılması ve dinlenmesi gerekiyordu. Esra doktorlara Meral'le kendisinin ilgileneceğini, onların direktifleri doğrultusunda gereken her şeyi yapacağını bildirdi. Nihayet taburcu olma günü geldiğinde de Meral'i ve küçük oğlunu alarak eve gertirmişti... Bu arada Tarık sorgusundan sonra hem çocuğa hem de Meral'e fazla bir şey olmadığı için, biraz da araya giren hatırlı dostların gayretleriyle serbest bırakılmıştı. Boşanmak için gereken dilekçeyi imzalayıp hastahaneye göndermiş ve temelli Meral'in hayatından çıkma konusunda olurunu vermişti. Bebek hakkında da hiçbir talepte bulunmuyordu ve oğlunun bütün sorumluluğunu Meral'e bırakıyordu... Meral, içeri girmeden önce evine bir kez baktı. Dudakları titriyordu. Usulca fısıldadı: "Benim yuvam burası, nasıl da özlemişim..." Esra gülümsedi, bebeğe sevgiyle baktı. Bu sırada kapı açılmış, Ferit bey ve karısı dışarı çıkmışlardı... Ferit bey bir adım ileri attı. Nevin hanım ise gözyaşlarını tutamıyordu. Meral onların yüzüne baktı. Sonra elindeki küçük çantayı bırakarak atıldı: - Annem, babam... Beni affedin ne olur. DEVAMI YARIN