Genç kız suskunlaşmıştı. Ne diyeceğini düşünüyordu. Onur devam etti: - Size telefon numaramı vermek isterim. Bir mahzuru yoksa. Siz eğer bu konuda olumlu düşünürseniz beni arar mısınız? Hafta sonuna kadar İzmir'deyim. Yani dört gün daha... Otelde kalıyorum. Buradaki işimi tamamladım sayılır. Bundan sonraki dört günü sizden gelecek olan telefonu beklemekle geçireceğim. Ne olur beni kırmayın ve de yanlış anlamayın... Aylin boynunu büktü: - Bunda yanlış anlaşılacak bir şey yok. Siz duygularınızı söylediniz. Bunun değerlendirmesi ortada. Yanlış anlaşılacak bir durum değil. Onur fısıldadı: - Teşekkür ederim... Cebinden kartını çıkartıp uzattı: - Alırsanız sevineceğim Aylin. Bu süratli, süratli olduğu kadar da şaşırtıcı gelişmeler karşısında genç kız duyduğu tedirginliği bir kenara atmak istediğini fark edince kendisine şaşırmıştı. Kartı alıp dikkatle okudu ve gülümseyerek çantasına koydu. Sonra saatine baktı. Onur hemen atıldı: - Yarım saat doldu galiba! Aylin mahcup bir tavırla fısıldadı: - Geç oldu. Annem ve babam merak ederler. Bugün nöbetçi olmadığımı biliyorlar. Onur hemen garsona işaret etti: - Hesabı verir misiniz!.. Sonra genç doktora döndü: - O zaman kalkalım Aylin Hanım. Ben Ege Palas'ta kalıyorum. Kartın arkasına otelin numarasını da yazdım. Aylin kabanını aldı. Durgun görünüyordu. Birlikte çıktılar. Karşıyaka çarşısını boydan boya yürüdüler. Minibüs duraklarına geldikleri zaman genç kız döndü ve; - Çok memnun oldum Onur. Müsait bir zaman bulabilirsem arayacağım. Hoşça kalın. Aylin hızlı adımlarla uzaklaştı. Minibüslere doğru yürüdü. Onur o gözden kaybolana kadar bekledi. Sonra ellerini cebine sokup çarşıya doğru yürüdü. Kendi kendisiyle büyük bir hesaplaşma içine girmişti. Dürüst davranmadığını düşünüyor, asıl buraya geliş maksadı aklına geldikçe bunalıyordu. Oysa ona yaklaşırken burada ne amaçla bulunduğunu aklına bile getirmemişti. İlk bakışta hayran kalmıştı genç kıza. Birden maksadını unutmuş, duygularına kapılıp genç bir erkek olarak hoşlandığı genç kızın peşinden gitmişti. Sıkıntıyla yüzünü buruşturdu: "Benim kim olduğumu, buraya sırf onu bulmak için geldiğimi öğrendiği zaman mahvolurum. Beni asla affetmez. Bir şekilde bunu söylemeliyim. Ya öğrenirse!.." O ana kadar duyduğu heyecan, Aylin'le birlikteyken yaşadığı mutluluk yerini tedirginliklere, korkulara bırakmıştı. Karşıyaka'dan vapura bindi ve dışarıda oturdu. Beyaz köpüklü dalgaların vapurun iki yanından sanki bir çağlayandan dökülüyormuşçasına savruluşlarını izledi Alsancak'a kadar. Otele girdiği zaman yol boyu kendilerine eşlik eden martıların tiz çığlıkları hâlâ kulaklarındaydı... > DEVAMI YARIN