"Ne yapacağına karar ver!.."

A -
A +

Neriman günlerdir ağlamaktan şişmiş gözlerini pazardan aldığı ucuz bir gözlüğün ardına saklamış, hızlı adımlarla yürüdü muhtarlığa doğru. Muhtar Seyfi Efendi haber göndermişti akşamüstü. Mutlaka kendisine uğraması gerektiğini iletmişti küçük oğluyla. İpek'le ilgili bir şey olacağını düşünerek hiç vakit kaybetmeden ertesi sabah işlerini bitirdikten sonra hemen yola koyulmuştu Neriman. Muhtarlığın kapısından saygılı bir çekingenlikle girdi. Seyfi Efendi başını kaldırdı ve gülümsedi: - Hoş geldin Neriman kızım. Bir haber var mı? Başını iki yana salladı genç kadın: - Yok Seyfi Amca, hiçbir haber yok. Gitti kızım... Muhtar verecek cevap bulamamanın sıkıntısıyla dudaklarını büzdü. Sonra eliyle işaret etti masasının önündeki yıpranmış koltuğu: - Otur hele, sana bir çay söyleyeyim. Neriman tedirgin bir şekilde itiraz etti: - Hiç gerek yok Seyfi Amca, neden çağırttın beni? Adam masanın üzerine doğru eğildi ve ellerini birbirine kenetleyerek ileriye doğru uzatıp masaya koydu: - Kızım, dün bir bey geldi, seni sordu. Bayağı iyi giyimli efendiden bir adam. Elinde vukuatlı nüfus örneği ile geldi. Sen evli misin Neriman? Neriman irkildi. Kıpkırmızı olmuştu, kekeledi: - Kağıt üzerinde evliyim Seyfi amca... Ama evli olduğum insanın ne yıllardır yüzünü gördüm, ne de bir haber aldım. Nereden çıktı bu şimdi? Seyfi Efendi yutkundu: - O bey, yani seni kocan Neriman, dün buraya geldi... Neriman ayağa fırladı bir anda: - Uğur mu? Olamaz! Seyfi Efendi genç kadını sakinleştirmeye çalıştı: - Otur kızım, telaşlanma, adamın bir şey dediği yok. Çocuklarını görmek istiyor anladığım kadarıyla... Neriman öfkeyle haykırdı: - Bunca yıl sonra mı gelmiş aklına çocukları olduğu, onların doğduğu gün, yüzlerini bile görmeye tenezzül etmeden terk edip gitti. Şimdi neden?!. Ağlamaya başlamıştı. Üst üste yaşadığı olaylar sinirlerini harap etmişti. Bir yandan tüm duygusallığıyla söyleniyor, Uğur'u suçluyor, yaşadıklarından yakınıyordu. Seyfi Efendi bir müddet müdahale etmedi onun feryatlarına. Sonra bir kağıt mendil uzattı: - Şimdi sil şu suratını da biraz sakinleş bakalım. Biraz mantıklı düşün. Siz boşanmamışsınız. O nedenle yaşadıklarınız ayrı bir şey ama yasalar karşısında sen çocuklarını saklarsan suçlu olursun. Yarın yine gelecek buraya. Sabah saat on birde burada olacak. Düşün o zamana kadar. Ne yapacağına karar ver. Ama benim sana tavsiyem görüş, varsa bir hesabın karşılıklı konuşarak halledersin. O senin bileceğin iş. Haydi şimdi git. Neriman muhtarlıktan çıktığı zaman sersem gibiydi. Sallanarak yürüdü. Hiçbir şey düşünemiyordu artık... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.