"Ne yapıyorsun Perihan Sultan?"

A -
A +

Tamer babası ile karısının evden çıkmasından epeyce sonra gelmişti. Kapıyı açan Dürüye'ye takıldı şımarık bir tavırla: - Dürüye Hanım, içeriden nefis kokular geliyor, döktürmüşsün yine belli, karnım kurt gibi aç! Emektar hizmetçi gülümseyerek karşılık verdi evin küçük Beyine. Tamer hemen salona girdi ve manzaraya karşı oturmuş kahvesini içen annesine sessizce yaklaşarak ani bir hareketle onun yanağına bir öpücük kondurdu: - Perihan Sultan, ne yapıyorsun burada? Perihan Hanım oğlunun sesini duyunca önce irkildi sonra yüzündeki o sert ifadeden eser kalmadı: - Tamer, neredesin oğlum merak ettim. - Arkadaşlarla takıldık anne, sızmışım, gece Emre'lerde kaldım. Offf, başım çatlayacak gibi aslında, çok içmişim gece, biliyor musun bugün bütün gün uyumuşum. Az önce kalktım daha. Karnımı doyurmaya geldim. Emre bekâr ve evinde adam gibi bir şey yok yiyecek. Benim de param kalmadı. Hem de üstümü değişeyim dedim Yemek yiyeyim, bir duş alayım, çıkacağım... Sahi babam nerede? Perihan Hanım dudaklarını ısırdı: - Bilsem, o kenar mahalle dilberini alıp gitti. Tamer şaşkınlıkla baktı annesine. Sonra birden hatırlamış gibi yüzünü buruşturdu: - Ah, sahi, Şevval vardı değil mi? Yahu ben onu tamamen unutmuşum... Nereye gittiler? Perihan Hanım oğlunun tutumundan gizli bir memnuniyet duyarak omuzlarını kaldırdı: - Ne bileyim ben, baban el üstünde tutuyor onu. Sinir oluyorum. Ah Tamer, bazen sana çok kızıyorum, nereden sardın bu kızı başımıza bilmem ki... Lakayt bir tavırla gülümsedi Tamer: - Boş ver anne, takma kafana... Evde otursun işte, Dürüye'ye falan yardım eder. Perihan Hanım başını iki yana salladı: - Oğlum, evlenmişsin... O kız senin resmen karın! Tamer bir kahkaha attı: - Boş versene sen... Evlendim boşanırım, bilmiyor musun anne, ben öyle evlilik ayaklarında yaşayacak biri değilim. O zaman ancak evlenerek razı edebilirdim onu. Ben de razı ettim. Sonra dönüp arkasına baktı. Dürüye yüzünde acı dolu bir ifade ile kapıda duruyordu. - Dürüye, ne olur bir şeyler hazırla, kurt gibi açım dedim. Tam bu sırada kapının sesi duyuldu. Ana oğul birbirlerine baktılar. Dürüye kapıyı açmaya koşmuştu. Haydar Beyin sesi duyuldu: - Biz geldik Dürüye, şu paketleri kızımın odasına çıkart. Tamer geldi mi? >> DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.