Bir müddet kimse konuşmadan yemeklerini yediler. Cahit Bey sessizliği bozan kişi oldu: - Babanız demir ticaretiyle uğraşıyormuş galiba... Dilek umursamaz bir şekilde salatadan bir lokma aldı. Sonra Cahit Beye döndü: - Evet, kendisinin demir atölyeleri var. Hem üretiyor hem de ticaretini yapıyor. - Pek güzel. Allah bol kazançlar versin kızım. Anneniz ev hanımı herhalde? Başını salladı Dilek ağzındaki lokmayı çiğnerken: - O ev kadını. Ama evde bulamazsınız hiçbir zaman. Bir sürü arkadaşı vardır. Onlarla vakit geçirir. Malum, sosyete dünyası hep böyle. Sabah akşam arkadaşlarıyla kağıt oynar. Necile Hanım irkildi. Yan gözle oğlu Hakan'a baktı. Genç adam kendinden geçmişçesine Dilek'i seyrediyordu. Cahit Bey gülümsedi: - Tercih meselesi tabii ki, öyle mutlu oluyorsa öyle yapıyordur. Başka kardeşiniz yokmuş sanıyorum. Omuz silkti Dilek: - Yok, aman iyi ki de olmamış. Asla istemezdim. Esra atıldı çatalını kenara bırakarak: - Ama bir kardeş her zaman iyi oluyor, insan arkadaş gibi oluyor. Biz ağabeyimle öyleyiz mesela... Dilek dudak büktü: - Ben istemem. Çekemezdim. Çevremde benden başkasına ilgi gösterilmesine tahammül edemem. Cahit Bey ve Necile Hanım birbirlerine baktılar. Başını önüne eğdi kadıncağız. İçindeki sıkıntının nedenleri ortaya çıkıyordu artık yavaş yavaş. Cahit Bey ellerini birbirine kenetleyerek öne doğru eğildi: - Oğlum arkadaşlığınızdan bahsetti bize. Dilek arkasına yaslandı: - Evet, biz evleneceğiz. Kararımız bu. Genç kızın her söylediği sözün ardından buz gibi bir hava esiyor, bir şok yaşanıyordu. Hakan müdahale etmek gereğini duydu bir anda: - Evet baba, biz kararımızı verdik. Dilek'le evleneceğiz. Cahit Bey oğluna döndü: - Eğer kararınızı verdiyseniz oğlum bize söyleyecek bir şey kalmaz. Karar ve tercih sizin. Allah mesut etsin ikinizi de. Hakan babasının kinayeli sözlerini anlamıştı. Hemen atıldı: - Onu demek istemedim baba, tabii ki sizin görüşleriniz de önemli. Ama biz kendi düşüncemizi belirttik sadece. Kararımız bu. - Hayırlısı olsun oğlum. Biz üzerimize düşen neyse onu yaparız. Esra ortamın gerildiğini fark ederek konuyu değiştirmek istedi: - Evet, sanırım revani seversiniz. İddia ediyorum, bu dünyada hiç kimse annem kadar güzel revani yapamaz. Cevap beklemeden yerinden kalkıp mutfağa doğru ilerledi. Sofrada kalan herkes sessizdi... > DEVAMI YARIN