"Neden ağlıyor bu güzel kızlar?"

A -
A +

O gün akşama kadar odasında bebeklerinin yanında oturdu Neriman. Leman Hanım, Emin Beyin evden ayrılmasıyla giyinip çıkmıştı ardından. Genç kadın evde yalnız olduğunu neden sonra anlayabilmişti. Akşama doğru mutfağa gidip yemek yaptı. Akşam sofrasını hazırladı. Bebeklerinin karnını doyurdu. Onları seyrederek vakit geçirdi. Onların yüzüne baktıkça içinden bir ılıklık yükseliyor, bütün hücrelerini kaplıyordu. Onların yüz hatlarını ezberlemeye çalışıyor gibiydi. Baktıkça yüreğindeki sevgi taşıyor, sığmıyordu. Usul usul okşadı ikisini de. Birbirlerine benziyorlardı. Usulca mırıldandı: "Dünyadan bihabersiniz kuzularım... Öyle temiz ve öyle masumsunuz ki... Hayat ise çok acımasız. Neler yaşanacak kim bilir?!. Ben bilebilir miydim bunları yaşayacağımı? Ben de sizin gibi dünyadan bihaberdim..." Gözlerini kapadı. Uğur gelmişti aklına yeniden. "Babanızı belki de hiç bilmeyeceksiniz... Size söz veriyorum hem anneniz hem de babanız olacağım. Çok meşakkatli günler bekliyor beni farkındayım, ama sizin sevginizle, sizin varlığınızla her şeyin üstesinden geleceğime de inanıyorum..." Leman Hanımı düşündü. Anne olduktan sonra onun yaşadıklarını daha iyi anlıyordu artık. Kimseye kızgın olmadığını fark etti. Sadece kırgındı. Kendi anne ve babasına kırgındı, Uğur'a kırgındı... Bu evde belki rahat bir konfor içinde yaşıyordu ama huzursuzdu. Buraya gelin geldiği günden beri kendisini bu eve ait hissedememişti. Hep bir çekingenlik, hep bir tedirginlik duymuştu. Bunu aşabilmek için neler yapabileceğini düşündü. Kendi ayaklarının üzerinde durmak zorunda olduğunu hissediyordu. Bunu nasıl başarabileceği konusunda ise en ufak bir fikri yoktu. Leman Hanım, Emin Beyden yarım saat önce geldi. Her zamanki gibi asık suratlı, öfkeli görünüyordu. Bir kere bile bakmamıştı torunlarına. Neriman suçlu bir ifade ile fısıldadı: - Yemek yaptım anne, bir eksik varsa... - İstemez, ben yemeyeceğim. O sırada ağlamaya başladı bebekler. Biri başladığı zaman hemen ardından öteki de başlıyor, ikisi birden kıyameti kopartıyorlardı âdeta... Leman Hanım yüzünü buruşturdu: - Şunları sustur. Başım çatlıyor benim. Telaşla koştu Neriman. O kadar acemi, o kadar bilgisizdi ki ne yapacağını bilemedi. Kucakladı bir tanesini. Ötekini de eliyle pışpışlıyordu. Altlarını açtı. Bir türlü susmuyordu ikizler. Karınlarını doyurmaya çalıştı ama feryatlar evin içinde çınlıyordu. Oda kapısı hızla açıldı. Leman Hanımın gergin yüzü göründü: - Sustur dedim şunları, ben çekemem!.. Neriman şaşkındı. Telaşla ikisini de kucakladı. Ayakta dolaşıyor, bebekleri oyalamaya çalışıyordu. Bu sırada Emin Beyin sesi duyuldu: - Neden ağlıyor bu güzel kızlar bakayım!.. Yaşlı adam koşarak gelmişti odaya. Hemen bebeklerden birini aldı, biraz sonra susmuştu onun kucakladığı. Ardından da diğeri sustu. Gülümsedi adam: - Dedelerini istiyorlarmış keratalar. Ben bezlerini aldım kızım. Kapının yanında. Neriman derin bir nefes aldı. Minnetle fısıldadı: -Teşekkür ederim baba!.. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.