Şevval salondaki sesleri kelimesi kelimesine duymuştu. Artık aldatıldığını anlamış, hiç irdelemeden tanımadığı bir adamın peşine takılıp gelmenin ne büyük hata olduğunun bilincine varmıştı. Dudaklarını ısırmış, titriyordu. Tamer'i sevip sevmediğini düşündü. Ona karşı ilgi duymuştu ama sevginin ne olduğunu bilmediği için bu duygularını adlandırmakta güçlük çekiyordu. Kendi küçük dünyasında iyi kötü yaşayıp giderken hayatının akışının bir anda bu şekilde değişmesinden yine kendisini sorumlu tutuyor, tüm suçu kendinde buluyordu... Hep yalnızdı ama hiç bu kadar yoğun bir şekilde hissetmemişti yalnızlığını. Korkuyordu artık hayattan, insanlardan, her şeyden. Odasına girip kapıyı usulca kapattı. Haydar Beyle aldığı kitap paketlerini odaya çıkartmıştı Dürüye. Üzüntüyle baktı torbalara. Bir an farklı şeyler hissetmiş, heyecanlanmıştı. Hayatında ilk defa geleceği için umutlanmıştı. Ama az önce Tamer'in söylediklerini duyduğu zaman içindeki umut ışıkları sönmüş, belirsiz bir karamsarlığın içine gömülüvermişti. Öyle düşünürken kapının sert bir şekilde açıldığını duyup irkildi. Tamer'di odaya gelen. Gözlerini kısmış, nefretle bakıyordu genç kadına: - Senin yüzünden! diye kükredi Tamer. - Senin yüzünden bunca lafı işittim işte. Düş yakamdan, geldin gördün, buralar sana göre değil. Benim hayatıma ayak uyduramazsın sen... Kitap torbalarına öfkeli bir tekme savurdu: - Bunlar ne? Ne yapmak istiyorsan yapamayacaksın, babamı kandırmak beni de kandıracağın anlamına gelmez. Şevval acıyla inledi: - Bana böyle söylememiştin ama Tamer! - Sus! Ben ne söylediğimi biliyorum, seni elde etmek içindi onlar, elde ettim ve bitti. Hevesim geçti işte... Şimdi düş yakamdan. Beni rahat bırak. Şevval şaşkınlık içinde kekeledi: - Bir insan bir günde bu kadar değişebilir mi? - Karşımda filozofik konuşmalar yapma, haddini bil. Beni rahat bırak!.. Şevval ağlamaklıydı. Bir kenara çekildi ve sessizce gözyaşlarını akıtmaya başladı. Tamer elini yüzünü yıkadıktan sonra odaya girdi ve tiksinerek baktı karısına: - Sus, nefret ederim ağlayan kadından. Seni bu odada istemiyorum, anlıyor musun, bu eve geldiğimde varlığından haberdar olmak bile istemiyorum. Bütün bunlardan babama bahsettiğini duyarsam çok fena olur. Aklını başına topla!.. Şevval hıçkırıklarına engel olmak için çok büyük bir çaba sarf ediyordu. Bir şey söylemeden sessizce, süzülür gibi çıktı dışarıya. Koridor duvarına yaslanıp gözlerini kapadı: "Allah'ım ben ne yapacağım şimdi?" diye inledi... DEVAMI YARIN