Neler hayal etmişti Elmas

A -
A +

Nikah sessizce olup bitmişti. Tevfik kimseye sezdirmeden her şeyi ayarlamış, depoyu devretmiş, nakliyeciyle anlaşmıştı. Pazartesi sabahı yola çıkacaklar ve Zonguldak'tan ayrılacaklardı. Elmas hiç konuşmuyordu. Kocası olan Haydar'ın yüzüne bir kez bakmış, bir daha hiç çevirmemişti gözlerini. Nikah memuruna verdiği "evet" cevabının ölüm fermanı olduğunu düşünüyor, o anda bile aklından Ahmet'i çıkartamıyordu. Onu bir daha görememek yaşayabileceği en büyük işkence gibi geliyordu. İçine sanki kocaman bir kaya yerleştirilmiş, göğsünü sıkıyordu. Nefes almakta zorlanıyor, günlerdir akıttığı gözyaşları sel olup çağlıyordu. Nikah defterini imzalarken bile gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Evlenme cüzdanını eline alan Tevfik artık işini garantilediğini düşündüğü için oldukça keyifliydi. Hayrettin'in sırtını sıvazladı: - Eee, dünür, bunu kutlayalım bu akşam ha... Hayrettin tok bir sesle gülümsedi: - Yenge Hanıma eziyet çıkartmayalım. Biz üç erkek bir yere gider yer içeriz. Kadınların işi çok. Oradan da otelimize gideriz. Malum düğün olmadan oğlanla kızı bir arada tutmayacağız. Tevfik yine yılışık yılışık güldü: - Hah, hah, hah... Olur be dünür, dediğin gibi olsun. Nikahtan sonra Şefika Hanımla Elmas evlerine döndüler. Elmas inanamıyordu tanımadığı bir insanın karısı olduğuna. Oysa neler hayal etmişti. Güvenmişti Ahmet'e. Babasının koyduğu şartı ne yapıp ne edip gerçekleştireceğine inanmıştı. Bu yüzden bütün hayalleri sevdiği erkekle kuracağı dünya üzerineydi. Evlerine girdikleri zaman annesine döndü: - Anne, Hüveyda Anaya uğramayacak mıyız? Ona hiçbir şey açıklamayacak mıyız? Şefika Hanım gözlerini kapatıp başını iki yana salladı: - Ne yüzle gideceğiz güzel kızım? Bizim verdiğimiz söze güvenip ayrıldı oğlundan, düzenini bozdu, umutlandı. "Ben sözümü tutmuyorum, evlendim başkasıyla, ne halin varsa gör" mü diyeceksin? Elmas hıçkırmaya başladı. Sedire attı kendini. Şefika Hanım yanına gelip saçlarını okşadı kızının: - Ağlama canım benim, ağlama bir tanem. İnsanların bazen karşı koyamadıkları şeyler vardır. - Kuzum benim, canım benim. Bir de güzel tarafından bak yavrum. Haydar iyi bir çocuktur belki, zaman içinde seversin kocanı da. Çocukların olur. Ben de babanı görmeden evlendim. Bak geçindim bunca sene... teselli edici sözlerle sarıldı kızına. Elmas ela gözlerini kırpıştırarak baktı annesine: - Mutlu oldun mu anne? Şefika Hanım yutkundu. Cevap vermedi kızına. Ana kız ağlaştılar. Neden sonra Şefika Hanım kalktı: - Bir tabak çorba koyayım kızım sana. Şükret ki yalnız başına gitmeyeceksin koca evine. Biz de aynı şehre geleceğiz. Senin yanında olacağım hep. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.