Firuze hanımın nefes alışından heyecanlandığı ve merak ettiği belliydi. - Neler oluyor Kâzım bey? - Hastamız Seyfi Coşkun efendim. Feryal hanımın sabık kayınpederi. Ağır bir kalp krizi ile hastahanemize kaldırıldı. Küçük hanımın eski eşi Tamer bey de burada şu anda. Seyfi beyin durumu oldukça ağırmış efendim. Karşı tarafta ağır bir sessizlik oldu. Bir müddet sonra yaşlı kadının sesi duyuldu: - Peki Kâzım bey. Gereken ilgi özel olarak gösterilsin. Hiçbir kurala bağlı kalmayın. Ne isterlerse yerine getirilsin. Kâzım bey "baş üstüne hanım efendi" diyerek kapattı telefonu. Hemen gereken yerlere gereken direktifleri verdi. Arkasına dayandı. Firuze hanımın Feryal'e olan düşkünlüğünü başlarda garipsemişti ama genç kadının koordinatörlükteki başarısını görünce, yaşlı kadının ne kadar isabetli bir karar verdiğine inanmıştı. Gerçekten yönetimdeki koordineyi Feryal eline alınca her şey değişmişti. Genç kadın yıllardır bu işi yapan bir profesyonel gibi dikkatli ve düzgün çalışıyor, meseleleri bir çırpıda halledebiliyordu. Korkunç bir zekası ve inanılmaz bir çalışma azmi vardı. Servisi arayıp hastanın durumunu öğrenmek istedi ama sonra vazgeçerek kendisi indi aşağıya. Tamer serviste oturuyordu. Cep telefonuyla konuşuyordu. Kulak misafiri oldu. Genç adam ağlamaklı bir sesle anlatıyordu: - Evet anne, şu anda yoğun bakımda, ben şoförü yolladım eve seni alıp gelecek. Ben başındayım. Hayır anne, yaşıyor. Ağlama lütfen, hemen gel sen. Telefonunu kapatan genç adam kendisini izleyen Kâzım beye baktı. Yaşlı adam yanına yaklaştı: - Haberler nasıl beyefendi? - Ümitsiz beyefendi, babamı kaybediyoruz... ??? Firuze hanım klasik koltuğunda gözlüklerini çıkartıp saçlarını geriye atarak arkasına yaslandı. Düşünceliydi. Neden sonra gümüş saplı bastonuna dayanarak yerinden kalktı. Çalışma odasına geçti. Feryal masada dikkatle çalışıyordu. Firuze hanımı görünce hemen ayağa kalktı: - Buyurun efendim, bir şey mi istediniz? - Hayır kızım, sadece ben bir şeyler söyleyeceğim sana. Feryal merakla baktı. Biraz kilo almış, daha güzelleşmişti. İnce, tel çerçeveli gözlüklerini çıkartıp baktı yaşlı kadına: - Bir şey mi oldu? - Evet. Demin Kâzım bey aradı. Bugün hastahaneye bir hasta getirilmiş, oldukça ağırmış durumu.Bir kalp krizi. Feryal lafın nereye geleceğini merak ediyordu. Dikkatle dinlemeye devam etti: - Bu insan tanıdığımız biri. Seyfi Coşkun. Feryal hafifçe inledi. Rengi sararmıştı. Masaya tutundu. Yutkundu. - Üzüldüm... diyebildi. - Ben gereken ilginin gösterilmesi emrini verdim. Ama ağırmış durumu. Tamer bey de hastahanedeymiş şu anda. Bilmeni istedim. - Teşekkür ederim efendim. Allah şifa versin. Tekrar yerine oturmuştu. Karmakarışık duygular içindeydi. Dudaklarını ısırdı. Firuze hanım devam etti sakin bir sesle: - Gitmek ister miydin kızım? Feryal başını iki yana salladı: - Hayır efendim. İstemiyorum. > DEVAMI YARIN