"Neler oluyor kız öldüm meraktan?"

A -
A +

Tarık oldukça sinirli görünüyordu... Bir şey söylemeden izledi delikanlıyı. O, gözlerini kısmış, dudaklarını ısırarak, dişlerinin arasından konuşmaya devam ediyordu; - Bu anormal bir ilgi, bu kadar bağlılık görülmüş şey değil, benim de kardeşim var ama ben kaça gittiğini bile bilmiyorum doğru dürüst. Kimseyi gözü görmüyor hanımefendinin. Olacak iş değil... Arzu omuzlarını kaldırdı: - Bir insanın ailesine, anne ve babasına düşkün olması, kardeşiyle ilgili olması suç mu Tarık? - Bu kadarı da anormal.. Böylesi görülmüş değil dedim ya, orada kal! Direksiyonu sert bir hareketle kıvırıp önündeki arabayı solladı. Gaz pedalına yüklenerek ileri doğru fırlattı arabayı. Arzu kapıya sımsıkı tutunmuş, gözlerini yeniden kapatmıştı bunlar olurken. Tarık devam etti: - İnsan arkadaşlarına da değer verir biraz, bir haber verir, ne bileyim bir şey yapar. Hanımefendinin ailesinden sıra kalırsa bizimle ilgileniyor. İşe bak!.. Merallerin evlerinin önüne gelmişlerdi. Sabahkinden farklı bir şey görünmüyordu. Yine evde hiç hareket yoktu. Arzu arabadan inip koşar adım kapıya geldi, uzun uzun zili çaldı. Ses seda duyulmuyordu. Genç kız biraz tedirgin bir şekilde geri dönüp arabanın camından içeriye uzattı başını: - Artık ben de merak etmeye başladım. Ferit amcanın cep telefonunun numarası var ama evde. Serdar'ınki de kapalı, Meral'inki de... Sen istersen git ama ben bekleyeceğim biraz kapıda. Tarık asabi bir şekilde dudaklarının arasındaki sigara izmaritini iki parmağının arasına sıkıştırıp ileriye fırlattı, hırsla kontak anahtarını çevirdi, hareket etmeden önce de Arzu'ya dönüp: - Ben beklemem arkadaş, bana değer veriyorsa kendisi beni arar, inşallah geçerli bir mazereti de vardır... diye bağırarak hızla uzaklaştı. Arzu hiç beklemediği tepkilerini gördüğü Tarık'ın ardından düşünceli bir şekilde uzun uzun baktı. Bu gencin asıl yüzünü görmüş olmanın verdiği şaşkınlık, Meral'e olan merakının getirdiği tedirginlik beynini allak bullak etmişti bir anda. Merdivenlere oturup beklemeye başladı. Bir saat kadar sonra yaklaşan motor sesi kendine getirdi genç kızı. Ferit beyin arabası görünmüştü. Meral direksiyondaydı. Ferit bey ise yanında oturuyor, sanki onbeş yaş birden ihtiyarlamış gibi bitkin görünüyordu. *** Meral merdivenlere oturmuş bekleyen arkadaşını görünce bugün onlara hiçbir şey söylemediğini, olanlardan haberdar etmediğini fark ederek dudaklarını ısırdı. Arabayı park ettikten sonra koşar adımlarla yanlarına gelen Arzu'ya dönüp: - Kusura bakma ne olur, bugün çok kötü bir gün... - Ne oldu kız, öldüm meraktan, telefonun da kapalıydı bütün gün, ulaşamadım. Serdar'ın telefonu da kapalı. Neler oluyor? Ferit bey iki genç kızın konuşmalarını duymuş, hafiften hıçkırmaya başlamıştı bile. Arzu şaşkınlıkla baktı doktora. Gözleri büyümüştü, Meral'e döndü: - Ne var Meral? - Serdar!.. İrkildi genç kız. Kaşlarını çatarak dudaklarını ileri uzattı: - Ne olmuş Serdar'a? Öldürdün beni Meral, söyle şunu! - Serdar ölüyor Arzu, maalesef kan kanseri. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.